Hukukçu Dr. Abdullah Musab Şahin'in Türkiye'nin Uluslararası Adalet Divanı'ndaki (UAD) soykırım davasına müdahil olma stratejisini ele alan analizi, Türkiye'nin önümüzdeki dönemde izleyeceği yolu aydınlatıyor.
Türkiye, İsrail'in Gazze Şeridi'ne yönelik saldırılarında arabuluculuk faaliyetlerine destek veriyor. Müzakerelerin büyük oranda Katar tarafından yürütüldüğü bir dönemde, Türkiye'nin aktif bir rol oynadığı görülüyor. Dışişleri Bakanı Hakan Fidan'ın Doha ziyareti ve Türkiye'nin Katar'ın ateşkes sağlanması için arabuluculuk politikasını desteklediğini açıklaması, Türkiye'nin bölgesel barış ve çözüm sürecine olan katkısını vurguluyor.
Türkiye, Güney Afrika'nın UAD'deki soykırım davasına müdahil olma talebini destekliyor. Türkiye'nin bu dava sürecine müdahil olma kararı, uluslararası arenada etkili bir şekilde rol almak istediğini gösteriyor. Dr. Abdullah Musab Şahin'in analizine göre, Türkiye'nin bu müdahalesi, İsrail'in Soykırım Sözleşmesi'ne uyup uymadığının tespit edilmesine katkı sağlayabilir.
Türkiye'nin UAD'deki davaya müdahil olma kararı, İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) üyesi diğer ülkeleri de harekete geçirebilir. Bu durum, İsrail aleyhine kurulan siyasi baskının artmasına katkı sağlayabilir. Türkiye'nin soykırım davasındaki müdahalesi, yeni uluslararası organların kurulması ve etkinleştirilmesi sürecinde öncülük rolü üstlenmesine de olanak tanıyabilir.