Rusya'nın başkenti Moskova, tarihinin en kanlı terör saldırılarından birine sahne oldu. Crocus Belediye binasına düzenlenen saldırı, çok sayıda masum insanın hayatına mal oldu. Saldırıyı gerçekleştiren silahlı saldırganlar, otomatik silahlarla ateş açarak binada büyük bir yangın çıkmasına neden oldu. Saldırı sonucunda şu ana kadar 135 kişi hayatını kaybederken, 100'den fazla kişi de yaralandı.
Saldırıyı DEAŞ'ın üstlendiği açıklamasıyla birlikte, uzmanlar arka plandaki gerçek güçlerin ABD, İsrail ve Ukrayna'ya destek veren Batılı ülkeler olduğunu düşünüyor. DEAŞ-Horasan Eyaleti adlı bir silahlı grup, saldırının sorumluluğunu üstlendi ve Rusya ile uzun süredir savaş halinde olduklarını ilan etti. Bu durum, saldırının amacının Rusya'yı Müslümanlarla karşı karşıya getirerek dikkatlerini Ukrayna ve İsrail'deki çatışmalardan uzaklaştırmak olduğunu düşündürüyor.
Ukrayna ile ilişkilendirilmesi, saldırının Rus toplumunu duygusal ve askeri açıdan Ukrayna'daki savaşa katılım ve destek konusunda etkileyebileceği düşünülüyor. Ancak uzmanlar, saldırının gerçek planlayıcılarının DEAŞ'ın ötesinde ABD, İsrail ve Ukrayna gibi Batılı ülkeler olduğunu vurguluyor.
Moskova'daki terör saldırısı dünya liderleri tarafından kınandı. Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'i arayarak başsağlığı diledi ve terörle mücadelede destek sözü verdi. ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken ve diğer ülkelerin liderleri de saldırıyı kınayan açıklamalar yaptı.
Bu olay, uluslararası toplumda büyük tepkilere neden oldu. Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi, saldırıyı "iğrenç ve korkakça" olarak nitelendirirken, NATO ve Avrupa Komisyonu da saldırıyı kesin bir dille kınadıklarını belirtti.
Moskova'daki terör saldırısının ardındaki gerçek bağlantılar ve planlayıcılar henüz tam olarak ortaya çıkmamış olsa da, bu olayın Rusya ve uluslararası toplum üzerinde derin etkileri olacağı kesin.