DEM Parti Eş Genel Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, yeni yasama yılının ilk grup toplantısında konuştu. Bakırhan, şunları söyledi:

"Beyrut'un yaşadığı durum Ortadoğu'nun yaşadığı fotoğrafı ortaya koyuyor, Feyruz'un dediği gibi 'Beyrut hüzünlü ve kederli' bir şekilde. Ortadoğu resmen ateş çemberi içerisinde. Lübnan'da devam eden bu savaşın Suriye'ye ve İran'a sıçraması olanağı çok yüksektir. Belli burada durmayacak devam edecek. Durmayacağını Netanyahu Birleşmiş Milletler Genel Kurul'da ortaya koydu. Orada iki haritayla ortaya çıktı. Lanet ve nimet bölgesi olarak adlandırdı. Lanet bölgesi dediği yerler savaş içerisine çekilecek. Nimet bölgesi dediği de Hindistan'dan Avrupa'ya kadar enerji koridor hattının geçeceği bölgeleri kastediyordu.

Türkiye'de de ciddi bir yoksulluk işsizlik çatışma çete mafya ilişkilerinin ortaya çıktı. DEM Parti olarak Meclis kapandığı günden beri sahadayız. Emekçilerle, halklarla bir araya geliyoruz. Gittiğimiz her yerde bir sefalet tablosuyla karşı karşıyayız. Cumhurbaşkanı'nın yaptığı konuşmaya biz şaşırdık. 'Cari açığımız kapanıyormuş, bütçe dolardan eurodan geçilmiyormuş. Herkes refah içerisinde yaşıyormuş.' AKP'nin tarif ettiği Türkiye ile TÜİK'in 'ekonomi güven veriyor' değerlendirmesiyle bizim yerellerde yaptığımız buluşmalardaki tablo birbirine benzemiyor.

"Yeni yasama döneminde Meclis daha fazla adalet ve barış sağlayacak yasalar getirmeli "

Adaleti neyle terbiye edeksiniz. TBMM bu konuda artık bir sorumluluk almalı. Türkiye saray koridorlarından yönetilmeye devam ettikçe ekmek teknesi daha da batacaktır. Nasıl bir yerlilik millilikse gözleri insanların ceplerinde. Yerlilik ve millilik bize yoksulluk ve felaket getirdi. Bu talan düzeninden Meclis hicap duymalı ve halka karşı sorumluluğunu yerine getirmelidir. Yeni yasama döneminde Meclis daha fazla adalet ve barış sağlayacak yasalar getirmeli, Meclis uzaktan saray koridorlarından yönetilen bu ülkenin gelmiş olduğu bu hale göz yumamaz.

"Yeni dönemde paralomız, demokratik mücadele kurucu ve kapsayıcı siyaset olacak"

Türkiye'yi bu karanlık tablodan ne bu iktidar ne de bu muhalefet çıkarabilir. Son günlerde muhalafetin nasıl halde olduğunu hep beraber izliyoruz. Bu talan ve soygun düzenini biterecek tek bir programı olan parti DEM Parti'dir. Yeni dönemde paralomız, demokratik mücadele kurucu ve kapsayıcı siyaset olacaktır."

"Ne 7'inci Genel Başkanımıza ne mevcut kadrolarımıza had bildirmek Adalet Bakanı'na düşmez, haddini bil" "Ne 7'inci Genel Başkanımıza ne mevcut kadrolarımıza had bildirmek Adalet Bakanı'na düşmez, haddini bil"

Bakırhan, Narin Güran cinayetine ilişkin ise, "Ankara'nın bu karanlık dehlizlerinde diğer cinayetlerde olduğu gibi bu konuda da pazarlık yapıldı. Tüm bürokrasi, devlet aygıtları 8 yaşındaki bir kız çocuğunun ölümü üzerinde anlaştılar. Bu cinayetin peşini bırakmayacağız" dedi. 

Okullarda temizlik personeli sorununa ilişkin de Bakırhan, "Eğitimde çocuğun temizliğinden tasarrufu olmaz... Türkiye'de tablo şöyle, eğitimde zulüm var, yaşamda zulüm var. Halk bıkmış durumda artık sandıkların halkın önüne gelmesi dışında başka bir seçenek yoktur" dedi. 

"Yol temizliği yapılmadan bir anayasa tartışması yapılamaz"

Yeni anayasa tartışmalarına ilişkin değerlendirmelerde bulunan Bakırhan, şunları söyledi:

''Sık sık sorulara son kez cevap veriyorum iktidar muhalefet medya kulağını açıp iyi dinlesin. Bizim hiçbir kesimini sembolleri değerleriyle sorunumuz yok. Ama bu ülkede herkesi etnik bir tabloya sığdıran anayasayı da bize kimse kabul ettiremez. Bu süreçte başta parlamento olmak üzere toplumla yapılmalı. Bizim cumhuriyetle sorunumuz yok.Yerel demokrasinini olmadığı her anayasa 12 Eylül'ün ruhunu taşıyan bir anayasa olur. Yerelin hakkını yok sayan bir anayasaya dokunmadan yeni bir anayasa yapılmaz.

Son günlerde pratikleri ve söylemleri toplumu şaşırttığı gibi siyaseti bizleri şaşırtıyor. Değişim iddiasında mısınız, eğer değişim iddiasındaysanız anayasa konusunda tutucu davranmamalısınız. Yeni demokratik anayasa konusunda herkese açık çağrımızdır. Herkes tabularını bir kenara bıraksın biz çoktan hazırız, demokratik bir anayasa yapmak için çalışmaya da konuşmaya da varız. Yeni demokratik anayasanın ilk şartı Kürtler başta olmak üzere ülkede yaşayan halklar ve inançları kapsayan bir anayasa yapmaktır."

Kaynak: ANKA