İhlas, Arapça bir kelimedir. Sözlükte, saf, katışıksız, arı ve duru olmak, bir şeyi hâlis kılmak, halis olmak, özünü almak ve seçmek anlamlarına gelir.

Dinî bir terim olarak ihlas ise, iman, ibadet, itaat, ahlâk, amel ve dua gibi her türlü dinî görevleri, halkın övme ve beğenmesini, yerme ve kınamasını düşünmeksizin sırf Allah için iyi ve halis bir niyetle yapmak, şirk, nifak, gösteriş ve duyurma gibi şâibelerden uzak durmak, söz, fiil ve davranışlarında samimi ve dosdoğru olmak demektir.

İhlas, Allah ile kul arasında bir sırdır. Öyle bir sır ki onu melek bilip yazamaz, şeytan bilip ifsat edemez. Çünkü "ihlâs" kalbe ait bir ameldir ve bunu ancak kişinin kendisi ile Allah bilebilir. İhlasın irade, kasıt ve niyetle doğrudan ilgisi vardır. Amel, ihlâssız ve niyetsiz ibadete dönüşmediği gibi ihlâssız ve niyetsiz ibadet de makbul değildir. Zira ameller niyetlere göre değer kazanır veya kaybeder. Bir amel sırf Allah için yapılırsa "ihlâs", sırf gösteriş için yapılırsa riya olur. Riya ise gizli şirk olup, Allah rızasının dışında bir amaçla yapılan ibadetlerin Allah katında bir değeri yoktur.

Yetim ve Fakirlere Yardım Edelim Yetim ve Fakirlere Yardım Edelim

İhlasın Kur’an ve Hadislerdeki Yeri

İhlas, Kur’an’da peygamberlerin başlıca nitelikleri arasında sayılmış ve âyetlerde ihlâslı kullardan övgüyle söz edilmiştir. Mesela, Hz. İbrahim (a.s.)'in Allah’a ihlâsla teslim olduğu, Hz. İsa (a.s.)'nın Allah’a ihlâsla ibadet ettiği, Hz. Yusuf (a.s.)'un Allah’a ihlâsla yöneldiği, Hz. Nuh (a.s.)'un Allah’a ihlâsla dua ettiği ve Hz. Muhammed (s.a.s.)'in Allah’a ihlâsla çağrı yaptığı bildirilmiştir. Ayrıca, Allah’ın ihlâslı kullarının cennete girecekleri, ihlâslı kullarının Allah’ın dostları olduğu ve ihlâslı kullarının Allah’ın koruması altında olduğu vurgulanmıştır.

Peygamber Efendimiz (s.a.s.) de pek çok hadisinde ihlâsın önemine işaret etmiş ve insanları ihlâslı ve samimi olmaya çağırmıştır. Ebû Ümâme el-Bâhilî’nin naklettiğine göre, bir adam Peygamberimize gelerek, “Şöhret ve kazanç (ganimet) elde etmek için savaşan kimse hakkında ne dersin?” diye sordu. Resûlullah (s.a.s.), “Onun için hiçbir şey yoktur.” dedi. Adam sorusunu üç defa tekrarladı. Allah Resûlü de her defasında, “Onun için hiçbir şey yoktur.” diyerek böyle bir adamın mükâfat elde edemeyeceğini belirtti ve ardından şöyle buyurdu: “Allah, ancak samimiyetle sadece kendisi için ve rızası gözetilerek yapılan ameli kabul eder.”

Temîm ed-Dârî anlatıyor: “Hz. Peygamber (s.a.s.), "Din samimiyettir." buyurdu. Biz, "Kime karşı (samimiyet)?" deyince, "Allah’a, Kitabı’na, Resûlü’ne, Müslümanların idarecilerine ve bütün Müslümanlara." buyurdu.”

Ebû Hüreyre’den rivayet edildiğine göre, Resûlullah (s.a.s) şöyle buyurmuştur: “Allah sizin suretlerinize ve mallarınıza bakmaz, ancak kalplerinize ve amellerinize bakar.”

Enes b. Mâlik’ten rivayet edildiğine göre, Resûlullah (s.a.s) şöyle buyurmuştur: “Kim hiçbir ortağı olmayan, tek olan Allah’a ihlâsla ibadet ederek, namazı dosdoğru kılarak, zekâtı vererek dünyadan ayrılırsa, Allah kendisinden razı olduğu hâlde ölmüş olur.”

İhlasın Faydaları ve İhlâslı Olmanın Yolları

İhlas, insanın hem dünya hem de ahiret mutluluğu için gereklidir. İhlaslı olan insan, Allah’ın rızasını kazanır, kalbi huzur bulur, ibadetleri makbul olur, amelleri bereketlenir, şeytanın vesveselerinden korunur, Allah’ın yardım ve inayetini görür, cennete girmeye hak kazanır.

İhlâslı olmanın yolları ise şunlardır:

  • Allah’ın emir ve yasaklarını öğrenmek, bunlara uygun yaşamaya gayret etmek.
  • Allah’ın varlığına, birliğine, isim ve sıfatlarına, fiil ve tasarruflarına iman etmek, O’na güvenmek, O’ndan korkmak, O’nu sevmek, O’na şükretmek, O’na dua etmek.
  • Peygamber Efendimiz (s.a.s.)'in sünnetine uymak, O’nun hayatını örnek almak, O’nu sevmek, O’na salât ve selam getirmek, O’nun ahlâkıyla ahlâklanmak.
  • İbadetleri sadece Allah için yapmak, ibadetlerde gösterişten, riya ve ucubdan kaçınmak, ibadetleri ihlâsla ve edeple yerine getirmek, ibadetlerde kalp huzuru ve huşu aramak.
  • Amelleri sadece Allah için yapmak, amellerde niyeti halis tutmak, amellerde Allah’ın rızasını esas almak, amellerde Allah’ın hoşnut olacağı şekilde davranmak.
  • İnsanlara karşı samimi ve dürüst olmak, insanlara iyilik yapmak, insanlara zarar vermemek, insanlara adaletli davranmak, insanlara merhametli olmak.

Kaynak: (Araştırma Yazısı)