Cumhurbaşkanı Erdoğan, İstanbul Kongre Merkezi'nde düzenlenen Anadolu Ajansı İstanbul Enerji Forumu'na katıldı. Erdoğan, özetle şöyle konuştu:
“Enerji arz güvenliği gelişmiş veya gelişmekte olan tüm ülkeler için kritik önemdedir. Yakın tarihte bölgemizde patlak veren krizler enerji arz güvenliğinin ülke ekonomileri için ne kadar hayati olduğunu bir kez daha hatırlatmıştır. Rusya-Ukrayna arasında bininci günün geride bırakan savaş, özellikle enerji alanında dışa bağımlılığın risklerini göstermiştir. Türkiye savaşan her iki tarafla kurduğu dengeli ilişkiler sayesinde bu sancılı dönemi en rahat atlatan ülkelerden biri olmuştur. Buna mukabil Avrupalı dostlarımız savaşın tetiklediği enerji krizini ilk elden hissettiler ve çok ciddi sıkıntılarla karşılaştılar.
“Tüm alımlar için ödediğimiz rakam yaklaşık 70 milyar dolar”
2023 yılında ham petrol ve petrol ürünleri ithalatımız 49 milyon tona, LPG ithalatımız 4 milyon tona, doğalgaz ithalatımız 50 milyar metreküpe ulaştı. Tüm bu alımlar için ödediğimiz rakam ise yaklaşık 70 milyar dolardır. Dış ticaret açığımızın en büyük nedeni sadece bizim için değil her ülke için ciddi bir tutar olan işte bu enerji faturasıdır. Böyle ağır bir ithalat kalemiyle sürdürülebilir ekonomik kalkınmayı ve gelişmeyi sağlamak açık söylüyorum her babayiğidin harcı değildir. Türkiye zor olanı başarmış ve son 20 yılda senede ortalama yüzde 4,5 oranında büyüyerek farkını ortaya koymuştur.
Enerjide de tam bağımsız Türkiye hedefiyle hiçbir alanı ihmal etmeden çevreci görünümlü marjinal yapılardan gelen baskılara ve eleştirilere aldırmadan yolumuza emin adımlarla devam ediyoruz. Şunun bilinmesini isterim. Kim ne derse desin enerji dahil hiçbir alanda ülkemize muhannete muhtaç etmemekte kararlıyız.
“Niğde'deki altın sahalarından birinde 2025 yılında üretime başlamayı planlıyoruz”
Madencilik alanında ülkemizin sahip olduğu imkanları ekonomiye kazandırmak için yoğun bir şekilde çalışıyoruz. 2002’ye kadar yılda ortalama 55 bin metre sondaj yapılmışken, son 10 yılda ortalama 670 bin metre sondaj gerçekleştirdik. Madencilik sektörünün gayrisafi yurtiçi hasıla içindeki hacmini 4 kattan fazla artışla 2023 yılında 270 milyar liraya çıkardık. Son 22 yılda maden ihracatımız 7 kat artışla 5,7 milyar dolara yükseldi. Malumunuz, bor madeninde dünyadaki rezervin yüzde 73'üne biz sahibiz. Bu alanda yüzde 60'ın üzerinde pazar payıyla küresel ölçekte liderliğimizi koruyoruz. Altın madeninde sadece ülkemizde değil, yurt dışında da arama faaliyetleri yürütüyoruz. Niğde'deki altın sahalarından birinde 2025 yılında üretime başlamayı planlıyoruz.
Savunma sanayi başta olmak üzere ileri teknolojide stratejik bir imkan olan nadir toprak elementlerinde kısa süre önce büyük bir keşfe imza attık. Eskişehir Beylikova'da dünyanın ikinci en büyük nadir toprak elementleri rezervini keşfettik. Bu sahadaki üretimimizi geliştirerek inşallah önemli bir tedarikçi haline gelmeyi hedefliyoruz. Fosil enerji kaynakları yükselen tepkilere rağmen enerjide hakimiyeti halen muhafaza ediyor. Türkiye hamdolsun bu alanda da çok ciddi bir atılım içerisindedir. Doğal gaz ve petrolde dört derin deniz sondaj gemisi, iki sismik araştırma gemisi ve destek gemilerinden oluşan dünyanın en modern arama ve üretim filolarından birini kurduk. Bundan dört sene önce Karadeniz'de tarihimizin en büyük doğal gaz keşfini gerçekleştirdik.
“Ülkemizin günlük petrol üretimi 155 bin varilin üzerinde”
Petrolde daha önce terör nedeniyle arama yapamadığımız bölgelerden Gabar’da tarihimizin en büyük petrol keşfine imza attık. Rezerv ve kalite bakımından üst seviyede olan Gabar’daki kuyularımızdan günlük 57 bin varilin üzerinde petrol çıkartıyoruz. 2024 yılında Şırnak, Hakkari, Van başta olmak üzere toplam 84 sondaj tamamladık. 66 milyon varillik yeni rezerv keşfettik. Yurt dışındaki sahalarımızdan gelen 40 bin varille ülkemizin günlük petrol üretimi 155 bin varilin üzerindedir.
Yedi kız kardeş denilen petrol şirketlerinin 1. Cihan Harbi başta olmak üzere son asırda insanlığın karşı karşıya kaldığı nice savaşta, darbede, çatışmada, katliamda parmağı olduğu bilinen bir hakikattir. Diktatörler, darbeciler ve zalimler eliyle enerji kaynakları kontrol edilirken insan hayatı, özgürlükler ve adalet hiçe sayılmıştır. 21’inci yüzyılda sömürüye ve hırsa dayalı bu acımasız sistemin devam etmesi mümkün değildir.
Son 22 yılda temiz ve yenilenebilir enerjiye ciddi yatırımlar yapıyor, rüzgar, jeotermal, güneş, nükleer gibi alanlarda dev projelere imza atıyoruz. Toplam kurulu güç içerisinde yenilenebilir enerjinin payını yüzde 60'a yükselttik. Bu oranla Avrupa'da beşinci, dünyada 11’inci sıradayız. Hedefimiz 2025 yılında Avrupa'da ilk 3'e, dünyada ise ilk 9’a girmektir. Şu an 31 bin megavat olan rüzgar ve güneş enerjisi kurulu gücümüzü inşallah 2035 yılında 120 bin megavata yükselteceğiz.
“Nükleer enerjide 2050’de 20 bin megavatlık bir kapasiteye ulaşmayı hedefliyoruz”
Nükleer enerjinin iklim krizi üzerinde olumsuz etkisinin bulunmaması bizi bu temiz kaynağa yönelten sebeplerden birisidir. Akkuyu Nükleer Güç Santrali projemizle temiz enerji yanında milletimizin 70 yıllık hayalini de gerçeğe dönüştürüyoruz. Akkuyu’da tüm ulusal ve uluslararası güvenlik standartlarına uygun olarak dört nükleer reaktörün inşası aynı anda devam ediyor. Akkuyu tümüyle devreye girdiğinde Türkiye'nin elektrik ihtiyacının yüzde 10'unu karşılayacak ve böylece yıllık 7 milyar metreküp doğalgaz ithalatı ile 35 milyon ton karbon salımını önleyecektir. Sinop ve Trakya Nükleer Güç Santrali projelerimize ilave eden küçük modüler reaktörlere yönelik çalışmalar da yürüyor. Nükleer enerjide 2050 senesinde inşallah 20 bin megavatlık bir kapasiteye ulaşmayı hedefliyoruz.
Her biri birer gurur vesilesi olan bu projeleri hayata geçirirken, tüm bu önemli adımları atarken, açık söylüyorum, milletimizden başka yanımızda kimseyi bulamadık. Enerjide Türkiye gerçekten tarih yazarken halkımız bundan sevinç duydu, istifade etti ama muhalefet bu sevinci ve gururu paylaşmaya, buna destek olmaya ne yazık ki yanaşmadı.
“Sayın Özel, neden Filyos’taki doğalgaz tesisimizi ziyaret etme zahmetinde bulunmadı?”
Şimdi çıkmışlar bizi çarşıya pazara davet ediyorlar. Biz çarşıdan pazarken gelirken siz gidiyordunuz. Biz siyasi parti olarak çarşıda, pazarda, sokakta muhalefetten çok daha güçlü bir şekilde zaten varız. Halkımızla olan gönül bağımızı bugüne kadar hiçbir zaman koparmadık, bundan sonra da koparmayız. Burada cevabı verilmesi gereken asıl sorular şunlardır: CHP, Türkiye’nin enerji alanında gurur kaynağı olan projeleri niçin bir kez olsun ziyaret edemedi? Sayın Özel, neden Filyos’taki doğal gaz tesisimizi ziyaret etme zahmetinde bulunmadı? Akkuyu santralimizin nerede olduğundan, ne işe yaradığından, enerji arz güvenliğimize nasıl bir fayda sağladığından acaba Sayın Özel’in haberi var mı? CHP'li yöneticilerin ülkemizin enerji yatırımlarıyla ilgili kayıtsızlığının, daha doğrusu bir türlü geçemeyen hazımsızlığının gerçek sebebi nedir? Sayın Özgür Özel, bizi bir yerlere davet etmek yerine önce kendisi Türkiye'nin enerji yatırımlarını bir tanısın, buraları ziyaret etsin. Fikir sahibi olmadan önce bilgi sahibi olmaya gayret etsin. Yoksa halka söylediklerinin hiçbir anlamı olmaz ve olmayacaktır.
“Zorbalığa ve şehir eşkıyalığına boyun eğmedik, eğmeyiz”
Biz muhalefetten gelen her türlü yapıcı eleştiriye açığız. Bakınız bundan sonra da samimiyiz ama laf olsun torba dolsun siyasetine de asla prim vermiyoruz. Hele hele gazi Meclisimizin çatısı altında önceki gün şahit olduğumuz şiddet görüntülerine, kaba kuvvete kesinlikle müsamahamız yoktur. Komisyon basarak, üyesi dahi olmadıkları komisyonda terör estirerek muhalefet yaptıklarını zannedenler, derin bir yanılgı içindedir. Biz yarım asrı bulan siyasi hayatımızın hiçbir döneminde kabadayılığa, zorbalığa ve şehir eşkıyalığına boyun eğmedik, bundan sonra da eğmeyiz.”