TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'nda, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı bütçe görüşmeleri devam ediyor. Gruplar adına konuşan milletvekilleri artan kadın cinayetleri ve kadın yoksulluğuna dikkat çekti. 

"Burada yine bütçe disiplininden uzak bir bütçe görüyoruz"

CHP Ankara Milletvekili Aylin Yaman, şunları söyledi:

Cumhurbaşkanı Erdoğan grup toplantısı sonrası Bahçeli'nin "İmralı ile DEM görüşsün" çağrısını değerlendirdi: "Görüşüyor" Cumhurbaşkanı Erdoğan grup toplantısı sonrası Bahçeli'nin "İmralı ile DEM görüşsün" çağrısını değerlendirdi: "Görüşüyor"

"Burada yine bütçe disiplininden uzak bir bütçe görüyoruz. Genel olarak disiplinsiz bir bütçe söz konusu. Nüfusun 10.2’si 65 yaş üzerinde. Çalışma çağındaki her 100 kişiye düşen yaşlı bağımlılık oranı oldukça yükseliyor. Bu rakamlar şehirler arasında da ciddi farklılıklar gösteriyor. Sinop en fazla yaşlımızın olduğu il. Biz yaşlı bakım merkezinde bu farklılıkları gözetmeden yapıyoruz. Yaklaşık 1 buçuk milyon yaşlı tek yaşıyor bunun da dörtte üçü tek yaşayan kadınlar. Kadının yaşlılığı bizim için çok önemli, güvencesiz olduğu için daha önemli. 461 yaşlı bakım merkezinin yaklaşık yüzde 60’ı özelde. Yeni doğanda olduğu gibi yatakların yüzde 50’si özelde. Yaşlı aylığı sadece 4 bin 180 lira. Aylık yaşlı bakım merkezleri ise 40 bin lira. Evinde yaşlanmayı destekleyecek evde bakım sistemleri güçlendirilmeli. Türkiye’de ise palyatif bakım düşük olduğu için yaşlı bakım merkezleri desteklenmeli. Yaşlıların toplumsal hayata katılımı için belirlediğiniz hedef de oldukça özensiz."

"Kadın emeği en ucuz ve en istismar edilebilir kaynağı olarak kullanılmakta"

DEM Parti Muş Milletvekili Sümeyye Boz, şunları söyledi:

"Türkiye'nin her yerinde bir kadın yoksulluğu var. Bu durum ataerkil kapitalizmin sistematik bir sonucu olarak, devletin ise suç ortaklığı yaptığı toplumsal bir şiddet biçimidir. Kadınlar ekonomik kaynaklara, krediye, istihdam fırsatlarına erişimden mahrum bırakılmaktadır. İktidarın kadınları ekonomik ve toplumsal yaşamdan dışlayan politikaları kadın yoksulluğunu geliştiren ana unsurdur. Kadınların ev içinde harcadığı ücretsiz emek, sosyal güvenlik sistemine dahil edilmemekte ve görünmez kılınmaktadır. Bu durum sadece ekonomik güvencesizliği arttırmakla kalmıyor aynı zamanda onların toplumun en kırılgan kesimi haline getirmektedir. Kadın emeği en ucuz ve en istismar edilebilir kaynağı olarak kullanılmakta, devlet de bu sömürüye göz yummakta ve politikalarıyla da adeta desteklemekte."

"İstanbul Sözleşmesini göstersek bir ihanet belgesi gösterilmiş gibi tepki veriliyor"

İYİ Parti Tekirdağ Milletvekili Selcan Taşçı ise şunları söyledi:

"Çocuklarımızın devlet korumasındayken dövülerek öldürülebildiği bir ülkeye dönüştük. İki yaşındaki bebeğin tecavüze uğradığı, 8 yaşındaki bir çocuğun öldürüldüğü ve koca bir köyün buna sustuğu, İzmir'de en son beş çocuğun ölüme sürüklendiği bir ülkeye dönüştük. Kendi öz kardeşini doğurmak zorunda kalan çocuklarımız var. Hiçbirimiz bu acı ve bu tiksinti seviyesiyle yaşayamayız. Burada hepimizin öfkesi taşma noktasında. Son çeyrek asrın günah keçisi ilan etmiyoruz sizi ama o koltukta siz de otursanız ben de otursam karşımızda çok mahcup olmamız gereken bir tablo var. Bunda uzlaşabilirsek çözüm de bulabiliriz. Aileyi yaşatacak politikalar üretmekle mükellef bakanlığın bütçedeki payı ne yazık ki yüzde 2,76. Konuşmanızda söylediğiniz hedefleri gerçekten bu bütçeyle yapabilmek için sihirbaz olmanız gerekiyor. Bu bakanlığın bütçesi istikrarlı şekilde düşüyor. 

Biz burada konuşurken de bir kadın ölecek yarın da ölecek. İktidar sahiplerinin burada durumu ne? Biz ne zaman İstanbul Sözleşmesi’ni göstersek bir ihanet belgesi gösterilmiş gibi tepki veriliyor. Uluslararası sözleşmeler bu ülkede imzalanırken okunmuyor mu, siz imzaladınız bu metni."

"Bütçenin yarısından fazlası sosyal yardıma ayrılmış"

CHP Sakarya Milletvekili Ayça Taşkent şu ifadelere yer verdi:

"Bütçe teklifinizde yine sosyal yardıma ayrılmış payın arttığını görüyoruz. Bütçenin yarısından fazlası sosyal yardıma ayrılmış ve bu artış 'rekor artış' olarak müjdeleniyor. Sosyal yardımlardaki sürekli artış müjde değil iktidarınız döneminde yoksulluğun nasıl kronikleştiğini gösteriyor. Yoksulluğun bitirilmesi değil var olan yoksulluğun sürdürülmesini mümkün kılan palyatif çözümler aradığınızı ispatlıyor. Bunun övünülecek bir durum olmadığını düşünüyorum. Sosyal yardıma muhtaç kişi sayısı 17 milyona çıktı. Tüm bu yoksulluk kadının sırtında. Buradan sormak istiyorum; sosyal yardım hak sahiplerinin yüzde kaçı kadınlardan oluşuyor? Geçen yıllarda bu oran yüzde 65'lerdeydi. Bu veri bize kadın yoksulluğunu bitirmeye yönelik hamleler yapıldığını göstermiyor. Aksine bakım verme ile ilgili sosyal yardımların maddi olarak kadına bağlanması bize, evde bakım verme sorumluluğunun kadına kalmasının bir sonucu olduğunu gösteriyor."

Kaynak: ANKA