Genellikle halk arasında ellerde ve başta oluşan titreme olarak bilinen Parkinson hastalığının 50-60 yaşlarda görüldüğünü belirten Nöroloji Uzmanı Dr. Hamit Genç, hastaların üçte birinin tedaviye çok güzel cevap verdiğine dikkat çekti.

Parkinson'un sinir harabiyeti ile görülen bir hastalık olarak tarif edilebildiğini ve Alzheimer’den sonra en çok görülen nörodejeratif hastalık olduğunu belirten Genç, hastalığın toplumda pek yaygın bilinemediğini söyledi.

Hastalarda görülebilen şikâyetlerin genelde ellerde titreme, hareketlerde yavaşlama, ince becerilerde bozulma, becerisizlik; bazı hastalarda yürüme bozuklukları, denge kaybı, konuşma bozuklukları olduğunu ifade eden Genç, "Hastalık genellikle 50-60 yaşlarda görülse de daha erken yaşlarda da izlenebiliyor. Ortalama görülme sıklığı binde 2-3 olsa da 55 yaşından sonra bu risk artmaya başlıyor. Hastalık riski yaş ile birlikte artmakla beraber daha fazla görüldüğü durumlar; ailede birinci derecede Parkinson hastalığının olması, hasta öyküsünde geçmişinde ciddi bir kafa travması olması bunun yanında kırsal kesimde yaşıyor olması hastalık riskini arttıran faktörlerdir. Yine yaşla beraber bu riskimiz artıyor." dedi.

Parkinson hastalığı neden ortaya çıkar?

Hastalığın ortaya çıkmasında genetik faktörlerin söz konusu olduğunu anımsatan Genç, "Tek ve çift yumurta ikizlerinde yapılan çalışmalarda tek yumurta ikizlerinde daha fazla görüldüğü tescillenmiş ki bu da genetik bir komponentinin (bileşen) olduğunu gösteriyor. Çevresel faktörlerin de hastalık riskini arttırdığı gözlemlemektedir. Hastalardaki semptomların hepsi ilk başta ortaya çıkmayabiliyor. En tipik özelliklerinden bir tanesi hastanın dinlenme esnasında elinde veya ayağında olan bir titremedir ve bu genellikle asimetrik olarak karşımıza çıkıyor. Yani vücudun bir tarafında titreme olurken diğer tarafında olmayabilir. Zamanla bulguların üzerine diğer bulgular eşlik edebiliyor. Parkinson hastalığına karışabilen birçok durum olduğu için bu aşamada mutlaka bir nöroloji uzmanı tarafından değerlendirilmesi gerekiyor." ifadelerini kullandı.

Tedavi nasıl yapılır?

Hastalığın asıl mekanizmasının dopamin eksikliği olduğu için bu hormonun yerine konulmasını sağlayarak tedavi etme prensibini uyguladıklarını ifade eden Genç, şunları söyledi:

"Burada hastaya oral yoldan dopamin molekülünün öncül molekülünü veriyoruz. Bu ilacın beyne geçişi pek mümkün olmadığından vücuttaki dokuların yıkılmasını engelleyen ilaç kombinasyonları ile hastalığı tedavi etmeye çalışıyoruz. Hastaların tedavisi de yine belli düzende olması gerekiyor çünkü birçok molekül var ve bunları kademeli olarak hastanın kliniğine, yaşına uygun şekilde ayarlamaya çalışıyoruz. Hastaların üçte biri genellikle bu tedaviye çok güzel cevap verebiliyor. Üçte biri başta çok güzel yanıt verirken bu ilaca karşı yanıtı azalabiliyor. Üçte birlik kısmanı da baştan beri hastalığın tedavi yanıtı daha az oluyor. İleri evre hastalarda yakın zamanda uygulana 3 farklı ileri Parkinson tedavileri mevcut. Bunlar apomorfin infizyonu, bağırsak yoluna bir tüp aracılığıyla verdiğimiz velotabın interstitial formu ve beyin pili operasyonu.

Beyin pilini duyan hastalarımız genellikle bize geliyor. Bu tedavi biraz daha popüler hale geliyor fakat her tedavinin uygulanma endikasyonu farklıdır. Her hasta grubunda aynı tedavi şekli etkili olamayabiliyor. Örneğin hastanın bir devansı varsa yâda beyin dokusunda parankimal bir bozukluğu varsa bu hastalarda beyin pili tedavisi uygun olmayabiliyor. Biz hastanemizde ilk iki tedavi yöntemini uyguluyoruz. Beyin pili gereken hastalarımıza da ileri merkezlere yönlendiriyoruz."

"Parkinson hastalığı şüphesi olanlar mutlaka bir nöroloji uzmanına başvurmalıdır"

Şüphe durumunda muhakkak bir nöroloji uzmanına görülmesi gerektiğine dikkat çeken Genç, "Çünkü birçok tablo ile karışabiliyor. Birincisi Parkinson plas sendromları dediğimiz 4 adet klinik mevcut. Bunların her birinin kendine ait semptomu olup uzman bir nörolog tarafından kolaylıkla ayırt edilebilir. Bunların birbirinden ayırt edilmesi çok önemli çünkü ek semptomların tedavisi hakkında daha fazla farkındalık oluşması gerekiyor. Aynı zamanda bu hastalıktaki Parkinson hastalığına standart olarak verdiğimiz lavadopa tedavisi çok fayda sağlamayabiliyor. Bu hastaların klinik gidişatı da yine Parkinson hastalığından daha farklı oluyor." şeklinde konuştu.

"Parkinson hastalığına benzeyen hastalıklar da vardır"

Çocuğunuzun ayağı yere tamamen basıyorsa dikkat! Çocuğunuzun ayağı yere tamamen basıyorsa dikkat!

Parkinson hastalığının dışında Parkinson gibi klinik veren başka hastalıkların da mevcut olduğunu dile getiren Genç, "Beyne sıvı birikimi, diyabet, hipertansiyon gibi hastalıkları olan hastalarda küçük damar iskimisinin yoğun olduğu hastalarda masküler Parkinson dediğimiz hastanın özellikle bacaklarında olan Parkinson bezi kliniği olan hastalar, bazı hormonal bozukluklar da Parkinson hastalığına yol açabilir. Bazı ilaçlar da Parkinson hastalığına yol açabilir. Özellikle psikiyatride kullanılan bazı ilaçlar Parkinson hastalığına yol açabilir. Bu hastaların bir uzman tarafından değerlendirilmesi, sebep olan hastalığın fark edilmesi ve bunun ortadan kaldırılması ile bazen parkinsonizm dediğimiz Parkinson benzeri kliniklerin geri dönüşümü haline dönüşebilir. Hastanın ve hasta yakınlarının yaşam konforu arttırılabilir." diye konuştu.

Mahreç: Haber Merkezi

Muhabir: İbrahim Halil İnce