İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca, terör örgütü DHKP/C’li Emrah Yayla ve Pınar Birkoç’un 6 Şubat günü Çağlayan’daki İstanbul Adalet Sarayı önünde polis kontrol noktasına yönelik silahlı saldırısına ilişkin yürütülen soruşturmada, 96 şüphelinin savcılıktaki sorgu işlemleri tamamlandı.
Savcılığın sevk yazısında, saldırganların adliyeye giriş anlarına ilişkin kamera kayıtları da yer aldı. Buna göre, Yayla ve Birkoç, saat 11.32 sıralarında İstanbul Adliyesi’nin karşısında bulunan E-5 yan yol üzerindeki İETT durağında otobüsten indi. Metrobüs üst geçidini kullanarak adliye yönüne geçti. Adliyenin D Blok kapısına yaklaştıklarında Birkoç, polislerin yanına giderek, yüzlerine 2-3 saniye boyunca biber gazı sıktı. Diğer saldırgan Yayla da polisin göğsünü hedef alarak silahını ateşlemeye çalıştı ancak ilk etapta silah ateş almadı. Daha sonra polislerle çatışmaya giren saldırganlar, adliyeye girmeyi başardı.
Saldırganların amacı neydi?
Sevk yazısında, saldırganların amacının, silahla adliyeye girerek yanlarındaki malzemelerle birlikte, örgüt yöneticileri tarafından verilen talimat doğrultusunda, duruşma bahanesiyle içeri giren ve eylem için hazır bekleyen şüpheliler Elif Ersoy, Diyar Ersoy, Necla Birkoç ve Ercan Güneş’in yardımlarıyla kamu görevlilerini rehin almak olduğu anlatıldı.
Saldırganların yakalanmamak için yanlarında taşıdıkları sahte bomba görünümlü düzenek ile hukuksuz talepler içeren manifestolarını okuyacaklarının tespit edildiği kaydedilen yazıda, terör örgütü DHKP/C’den ceza alan teröristler Ali Osman Köse ve Ercan Kartal’ın serbest bırakılmasını istemeyi amaçladıkları aktarıldı.
Yazıda, saldırganların üzerlerinden ele geçirilen listede yer alan gazeteci ve milletvekillerinden oluşan 9 kişilik sözde müzakere heyeti aracılığıyla taleplerini kamuoyuyla paylaşarak kabul ettirmeyi amaçladıkları, bu taleplerinin kabul görmemesi halinde ise 31 Mart 2015’te savcı Mehmet Selim Kiraz’ı şehit ettikleri gibi rehin aldıkları kişilere de sözde cezalandırma eylemi yapmayı hedefledikleri anlatıldı.
Saldırı nasıl son buldu?
Saldırganların adliyeye girdikten sonra, duruşma salonunda örgüte yardım ettikleri belirlenen şüphelilerin de izleyici olarak dağınık düzende oturduklarının belirlendiği aktarılan yazıda, saldırının ardından terör örgütü DHKP/C’nin örgüte eleman devşirme ve eylem planlama merkezi olarak kullandığı İdil Kültür Merkezi, Halkın Hukuk Bürosu yapılanması, Halkın Mühendis ve Mimarlar yapılanması, TAYAD ve Grup Yorum yapılanmasına yönelik operasyonlar düzenlendiği kaydedildi.
Saldırıda yaralanan ve Hamidiye Etfal Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde tedavi gören bir kişinin taburcu edildiği öğrenildi. Saldırganlar ise polislerin düzenlediği operasyonla etkisiz hale getirildi.
Saldırıyı kim planladı?
Eylemin, örgüt yöneticilerinin talimatıyla tasarlanarak gerçekleştirildiğine vurgu yapılan yazıda, 48 şüphelinin tutuklanması talep edildi. Yazıda, gizli tanık ifadesi ve etkin pişmanlık beyanında bulunan Kerim Kaya ve Cem Ömür’ün ifadelerine göre şüphelilerin örgütün hiyerarşik yapılanması içerisinde yer aldıkları, örgütün hedef ve amaçları doğrultusunda gerçekleştirilecek eylemlere katıldıkları kaydedildi.
Şüphelilerin emniyet sorgusunda hiçbir evraka imza atmadıkları, açlık grevine gittikleri, parmak izi vermedikleri ve saldırganlar Yayla ile Birkoç lehine sık sık slogan attıkları belirtilen yazıda, örgütün yayın organlarında bu durum yayınlanarak şüphelilerin sahiplenildiğine yönelik paylaşımlar yapıldığı aktarıldı.
Yazıda, şüphelilerin söz konusu eyleminin örgütün “Gözaltına Alındığınızda Ne Yapmalısınız?” kitabında yer alan talimatlara uygun olduğu ve buna göre hareket ettiklerinin değerlendirildiği anlatıldı.