Bilimsel araştırmalar, korku filmlerinin izleyiciler üzerinde farklı etkiler yarattığını göstermiştir. Bazı izleyiciler korku filmlerinden zevk alırken, bazıları korku filmlerinden kaçınır. Bazı izleyiciler korku filmlerini gerçekçi bulurken, bazıları korku filmlerini fantastik bulur. Bazı izleyiciler korku filmlerini eğlenceli bulurken, bazıları korku filmlerini rahatsız edici bulur. Bu farklılıkların nedenleri, izleyicilerin kişilik özellikleri, kültürel arka planları, yaşadıkları deneyimler ve beklentileri gibi faktörlere bağlıdır.
Bilim ve sinema arasındaki ilişkiyi gösteren bir örnek de, dünyanın en korkunç filmlerinin belirlenmesi için yapılan bir araştırmadır. Bu araştırma, 50 kişiye 120 saat boyunca 50 farklı korku filmi izletmiştir. İzleyicilerin nabız atış hızları ölçülmüş ve her film için ortalama nabız atış hızı hesaplanmıştır.
Buna göre, en korkunç film olarak “Lanet” (Sinister) seçilmiştir. “Lanet”, izleyicilerin nabız atış hızını dakikada ortalama 86 vuruşa çıkarmıştır. Bu filmi sırasıyla “Ruhlar Seansı” (Insidious), “Korku Seansı” (The Conjuring), “Ayin” (Hereditary) ve “Paranormal Activity” takip etmiştir.
Bu araştırma, korku filmlerinin izleyiciler üzerindeki fizyolojik etkisini göstermesi açısından önemlidir.