Fast food türü ürünlerin sıklıkla tüketilmesinin ve yaygınlaşmasının çocuklarda tansiyon hastalıklarına sebep olabileceğine dikkat çeken Diyetisyen Emine Yücel, diyette amacın çocuğu zayıflatmak değil doğru beslenme alışkanlığı ve sürdürülebilir bir beslenme alışkanlığı kazandırmak olması gerektiğini belirtti.

Ara öğünlerde paketli işlenmiş gıdalar yerine sağlıklı evde atıştırmaların tercih edilmesi gerektiğini belirten Yücel, okullarda satılan yiyeceklerin obeziteye yol açtığına değindi.

Obeziteyi önleme konusunda aileye çok büyük görevler düştüğünü ifade eden Yücel, çocuğun ebeveynlerin beslenme alışkanlığını taklit ettiğini söyledi.

"Obezite vücuttaki yağ oranının birikmesidir"

Çocuklardaki obeziteyi önlemede ebeveynlere büyük görevler düştüğünü ifade eden Yücel, "Dünya çapında bir nevi çağımızın hastalığı diyebileceğimiz obezite, çocukluk çağında da çok yaygın görülmektedir. En basit tanımıyla obezite vücuttaki yağ oranının birikmesidir. Yağ oranının birikmesi sonucu uzun süreçte obezite görülür. Çocuklar aile içerisinde ebeveynlerinde gördüklerini taklit eder ve beslenme de bunların en başında gelir. Anne ve baba evde ne tüketiyorsa çocuk da aynı şeyleri tüketir. Bundan dolayı obeziteyi önleme konusunda aileye çok büyük görev düşüyor. Okul çağındaki çocukların okuldaki beslenmeleri okullarda satılan yiyeceklerin sağlıksız olması nedeniyle obeziteye yol açmaktadır." dedi.

"İşlenmiş gıdalardan çocuklarımızı uzak tutmalıyız"

Çocukların aşırı şekerli yiyecek içecekler tüketmesinin sağlığı olumsuz etkilediğini vurgulayan Yücel, "Fast food türü ürünleri günümüzde sıklıkla tüketilmesi, yaygınlaşması ve tuz oranının fazla olması ileriki yaşlarda çocuklarda tansiyon hastalıklarına neden olabilir. Aşırı şekerli yiyeceklerin veya içeceklerin tüketilmesi aynı şekilde sağlıklarını olumsuz etkilemektedir. Bunun yerine çocuklarımıza az yağlı sütler, ayranlar ve içecek alternatifler geliştirilebilir. Diyabet ve obezitenin önünü açan yüksek basit şeker içeriğine sahip işlenmiş gıdalardan çocuklarımızı uzak tutmalıyız. Alışverişler ve okul kantinlerinde bunlara dikkat etmeliyiz." şeklinde konuştu.

"Sosyal ilişkilerinde sosyal risklerde oluşturabilir"

Çocukların fiziksel aktivite yapmamasının risklere sebep olabileceğini ifade eden Yücel, "Obezitenin genetik yatkınlığı da söz konusudur. Fiziksel aktivite azlığı, çocukların uzun süre mavi ışığa maruz kalması, TV ve bilgisayarın karşısında 4 saatten fazla kalması hatta 2 saatten fazla kalması çok sakıncalıdır. Çocukluk çağı obezitesi, kolesterol, yüksek kan basıncı, karaciğer rahatsızlığı, böbrek rahatsızlığı ve karaciğer yağlanması gibi risklere sebep olabilir. Sosyal ilişkilerinde sosyal risklerde oluşturabilir. Çocuklar sosyal alanda birbirlerine karşı çok acımasız olabilir. Çocuklar akran zorbalığı ve yanlış söylemlere maruz kalabilirler. Fiziksel olarak eleştiri dalga geçme çocuk üzerinde psikolojik olarak da etki sağlar." diye konuştu.

"Amaç çocuğu zayıflatmak değil doğru beslenme alışkanlığını kazandırmaktır"

Çocukluk obezitesi teşhisinin yetişkinlerle aynı olmadığını söyleyen Yücel, "Çocukluk obezitesi teşhisi yetişkinlerle aynı değildir. Yetişkinlerde vücut kitle indeksine bakılırken çocuklarda düzenli olarak boy, kilo ve bel çevresini takip etmek gerekiyor. Yaşıtlarıyla kıyaslayarak büyümelerini ve gelişmelerini bir eğri üzerine diyetini takip etmemiz gerekiyor. Bu işlem alanında uzman ve uzman diyetisyenler tarafından yapılmalı. Buradaki amaç çocuğu zayıflatmak değil doğru beslenme alışkanlığını kazandırmak ve sürdürülebilir bir beslenme alışkanlığı kazandırmaktır." dedi.

"Bu konuda çok dikkat etmek gerekir"

Yücel sözlerine şöyle devam etti:

"Çocukluk çağında beslenme tedavisinde hızlı kilo verdiren popüler diyetlerden kaçınmalıyız. Çocuklarda büyüme ve gelişme devam ederken bu diyetleri uygulamak uygun olmaz. Yetişkinlerde bile uygun değilken çocuklarda uygulamak daha zararlı olur. Yapılacak diyetler boy ve kiloyu etkileyeceği gibi zekâlarını da etkileyeceği için bu konuda çok dikkat etmek gerekir. Ara öğünlerde paketli işlenmiş gıdalar yerine evde daha sağlıklı atıştırmalar yapılabilir. Bu da çocuğa daha sağlıklı beslenme alışkanlığını kazandırır. Egzersizin bu süreçte çok büyük etkisi olacaktır. Yapılan araştırmalar göstermektedir ki uyku süresinin yeterli olmaması hormonlar üzerinde etkiler oluşturur. Yaşa göre değişmekle birlikte günde 8-10 saat uyunması gerekir fakat bunun süresi yaşa göre değişir. Çocuklar özellikle 23.00-01.00 arası uykuda geçirmesi gerekiyor." ifadelerini kullandı.

"İşlenmiş gıdalardan uzak durmalıyız"

Aşırı kaygı ve stres bağışıklığı olumsuz etkiliyor! Aşırı kaygı ve stres bağışıklığı olumsuz etkiliyor!

Çocuklar için önerilerde bulunan Yücel, "Obeziteden korunmada çocuklarımızda uygulayabileceğimiz '5-2-1-0 kuralı' var. Birgün içerisinde 5'ten fazla meyve veya sebze tüketimi, günde 2 saatten daha az TV, bilgisayar ve telefon karşısında vakit geçirmek, yapılandırılmış fiziksel aktivite ve şekerli ve asitli işlenmiş gıdalardan uzak durmalıyız. Çocukluk dönemindeki obezitenin yüzde 90'ı büyüme için gerekenden daha fazla kalori alınması sonucu ortaya çıkan eksojen bir obezitedir. Yüzde 30-40 kalori oranı azaltılarak çocuklarda diyetlere devam edilebilir." diye konuştu.

Mahreç: Haber Merkezi 

Muhabir: İbrahim Halil İnce