Urfa’dan Gazze’ye Direnişe Bin Selam
Aksa Tufanı’nın 1. yıldönümü münasebetiyle Şanlıurfa İHH’nın çağrısı ve organizesi ile bu sabahın erken saatlerinde Dergâh Platosu’nda program yapıldı, Gazze direnişine destek verilmeye devam edileceği vurgulandı, sloganlar atıldı.
Dergâh Camiinde sabah namazının cemaatle kılınması ile başlayan program, namazdan sonra kısa konuşma, basın açıklaması ve dua ile son buldu.
İHH Şanlıurfa Temsilcisi Behçet Atila’nın katılımcılara bu saatte burada toplanmalarından dolayı kısa teşekkür ve açılış konuşmasından sonra Şanlıurfa İHH Bşk.Yrd. Av. Ali ACAR, basın açıklaması okudu. Ardından il Müftüsü Ramazan Tolan Gazze ve tüm mazlum coğrafyalar için dua etti. Son olarak Atila Filistin, Gazze, Kudüs ve mescidi Aksa direnişine destek olmaya devam edeceklerini söyleyip katılanlara teşekkür ederek program sonlandırıldı.
Şanlıurfa İHH Bşk. Yrd. Av. Ali ACAR’ın okuduğu basın açıklaması:
Bugün bu sabah namazında burada, Aksa Tufanı’nın 1.yıldönümü münasebetiyle İsrail’in Gazze’deki işgaline karşı durmak için toplandık ve yine ülkemizde son dönemlerde artan şiddet ve cinayet hadiselerine dikkati çekerek gerekli adımların atılmasını talep etmek için toplandık.
Tüm dünyanın şahit olduğu üzere, apertheid rejimi İsrail’in Gazze’ye yönelik insanlık dışı saldırıları devam ediyor. İşgalcilerin 7 Ekim 2023 tarihinden bu yana Gazze’ye yönelik saldırılarında, çoğunluğu kadın ve çocuk olmak üzere 50 binden fazla Gazzeli şehit oldu, 100 bini aşkın kişi ise yaralandı.
Başta ABD olmak üzere Batılı ülkeler, İsrail’e verdikleri siyasi, ekonomik, silah ve mühimmat destekleriyle soykırımın suç ortakları olarak tarihe geçtiler. Bu şer ittifakı sebebiyle Gazze’de hiçbir yer güvenli değil. Camiler, okullar, BM binaları ve sığınma noktaları gibi mekânlar da dâhil olmak üzere işgalciler her yere saldırıyor. Her gün Gazze’den parçalanmış çocuk bedenleri ve kana bulanmış bebek görüntüleri gelmeye devam ediyor. Dünyanın güvenliğine katkı sunma iddiasıyla kurulan kurum ve kuruluşlar sessiz, etkisiz ve büyük bir atalet içerisinde olanları yalnızca seyrediyor ya da Gazzeli mazlumlara hiçbir katkısı olmayan cılız söylemlerin ötesine geçemiyor.
Gazze’de en az 2 milyon sivili evlerini yıkarak yerinden eden işgalciler barınma, gıdaya erişim, eğitim ve sağlık konusunda savaş mağduru insanların ihtiyaçlarının karşılanmasını da zorlaştırmakta, ambargo ve ablukayı daha da derinleştirmektedir.
İsrail bir taraftan Gazze‘de soykırım suçu işlerken diğer taraftan ise Batı Şeria, Suriye ve Lübnan’a yönelik de insanlık dışı saldırılar gerçekleştirmektedir. İşgalci İsrail, kadın-çocuk, yaşlı-genç demeden, on binlerce sivili yok etmek için hedef gözetmeksizin saldırmakta, tarihin en ahlaksız savaş suçlarını işlemektedir. İsrail, BM İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi, Cenevre sözleşmeleri ve başkaca uluslararası sözleşmelerdeki insani yardımların dokunulmazlığı esaslarına rağmen sivillere insani yardım ulaşmasını da engellemekte ve insanları açlık, kıtlık ve salgın hastalıklarla karşı karşıya bırakmaktadır.
Büyük ekonomik, siyasi ve askeri güce sahip İslam ülkeleri sorumluluktan daha fazla kaçmamalı, harekete geçmelidir. İsrail; Kudüs’ü, Gazze’yi, Lübnan’ı, masum insanları hedef alırken somut ve kararlı adımların atılması için ne bekleniyor?
İşgal rejiminin insan haklarını hiçe saydığı ve uluslararası hukuku tanımadığı 70 yılı aşkın bir süredir açık bir şekilde görüldü. Yapılan çağrıların, zulmü durdurmada etkili olmadığı hepimizin malumu. Uluslararası mekanizmaların işlevsizliği ve tıkanıklığı karşımızda bir vaka olarak durmaktadır
Mahreç: Haber Merkezi