CHP Genel Başkan Yardımcısı Ulaş Karasu, TBMM Genel Kurulu’nda, Köy Kanunu İle Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi’yle ilgili söz aldı. Teklifin anayasaya aykırılıklarına ve Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) ile meslek odalarının önemine dikkat çeken Karasu, 26 maddelik teklifin 12 maddesinin Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilmiş olmasına rağmen, benzer veya aynı şekilde yeniden gündeme getirildiğini belirtti. Teklifteki, mühendis ve mimar meslek odalarının özerkliğini yok edecek düzenlemeye dikkat çeken Karasu şunları kaydetti:
“Onlardan görüş aldınız mı? Bırakın onlardan görüş almayı, 70 yıllık geçmişi, 700 bin üyesi olan TMMOB'a herhangi bir bilgilendirme dahi yapmadınız. Şimdi, TMMOB'un özerkliğine saldırıyorsunuz çünkü orada meslektaşlarım, İliç'ten Soma'ya maden facialarında, Akkuyu'dan Sinop'a nükleer tehdide karşı halkın yanında duruyorlar, Çukurova'dan Filyos'a yok edilen tarım alanlarını korumak için direniyorlar, Salda Gölü'nden Van Gölü'ne, su havzalarına, kuzey ormanlarından Kaz Dağları'na ormanlarımıza sahip çıkıyorlar. İşte, siz bunun için TMMOB'u hedef alıyorsunuz ama TMMOB susmaz, siz de susturamayacaksınız.
Teklif zorba, çünkü çok açık vatandaşın imarına çökme maddeleri var. Kabaca, 1/1.000'lik imar planı marifetiyle mülkün bir kısmını kamu hizmet alanı göstererek imarı öldürmeyi, bunun karşılığında imar hakkını koruma adına vatandaşa başka bir yer göstererek yerinden etmeyi amaçlıyorsunuz. Yani vatandaşın evine, arsasına çökmenin adı imar aktarımı olacak. İmar hakkı koruma kılıfıyla da vatandaş yerinden yurdundan sürgün edilecek.
“Gözünüz öyle köreldi ki deprem bile umurunuzda değil”
Bu kanunda yapılan son değişikliğin üzerinden daha iki yıl geçmedi; şimdi ne yapıyorsunuz? 500 metrekareye kadar inşaatlarda mal sahibine istediği yapı denetim firmasıyla anlaşma hakkı tanıyorsunuz. Yani 5 katlı bir binayı, 4 adet villayı, 10 adet 1 artı 1 daireyi yapan müteahhitlere ‘Yapı denetim firmasıyla gidin, siz anlaşın’ diyorsunuz. Deprem ülkemizin gerçeği, bu toprakların yüzde 92'si deprem tehlikesinde. Unuttunuz mu? Son depremde 53 bin 537 vatandaşımız hayatını kaybetti, 100 binden fazla vatandaş yaralandı, sakat kaldı, yüzlerce kayıp var. 10 binlerce vatandaşımız kara kışta teneke kutularda yaşamak zorunda. Daha onlara verdiği sözleri yerine getirmediniz ama gözünüz öyle köreldi ki deprem bile umurunuzda değil. İşte onun için yeni rantların, denetimsizliğin kapısını açıyorsunuz. ‘Yok’ diyorsanız, o zaman 2018 yılına kadar yapı denetim firmaları müteahhitler tarafından seçilirken 2019 yılındaki değişiklikleri neden yaptık? Müteahhitlerin keyfiyetini önlemek için yapı denetim firmasının elektronik dağıtım sistemiyle otomatik olarak belirlenmesini yine sizler istemediniz mi? Şimdi yine sınır getiriyorsunuz. Hiç akıllanmıyor musunuz?
Gelin, ilgili her kesimin görüşünü alarak tüm sektörü kapsayacak bir düzenlemeyi hep beraber yapalım. Yapıların denetiminin ticari ilişkilere kurban edilmesine fırsat tanımayalım.
Belediyelerin hakkını gasp ederek bu yetkiyi Kentsel Dönüşüm Başkanlığı’na vermek istiyorsunuz. Kentsel dönüşüm ve gelişim alanları ile yenileme alanlarının belirlenmesine, bu alanların ilan edilmesine yönelik süreçlere merkezi idare müdahale etsin istiyorsunuz. Yani yerelin değil, merkezin sözü olsun istiyorsunuz. Yarın bir kez daha bu madde Anayasa Mahkemesi’nden dönecek, aklınızca belediyelerimizi cezalandırmak istiyorsunuz. Daha geçen hafta belediyelerin kaynaklarını kısmak için kararname yayınladınız. Düne kadar miktarını bile hatırlamadığınız bu borçları CHP, belediyeleri alınca yeniden hatırladınız. Oysa bu hesabı belediyeler, başkanlar değil, halk ödüyor; siz halkı cezalandırıyorsunuz. Belediyelerin haklarını gasp ederek nereye varmak istiyorsunuz?
“Hangi tarikatın, hangi vakfın şirketiyle ortaklaştırmaya çalışıyorsunuz Çevre Ajansını”
Çevre Ajansına şirketlere ortak olma hakkı tanıyorsunuz. Bu şirketler kimlerdir? Hangi şirkete ortak olacak Çevre Ajansı? Hangi tarikatın, hangi vakfın şirketiyle ortaklaştırmaya çalışıyorsunuz Çevre Ajansı’nı? Bundan da bir an önce vazgeçmeniz gerekiyor. Özellikle bu şirketlerin denetlenememesi, bu şirketlerin hesap verir olmaması, ajansın denetimden kaçırılması da zaten Anayasa'ya aykırı.”