Çin Devlet Başkanı Şi Cinping, 13 Ocak’ta Tayvan’da yapılacak başkanlık ve parlamento seçimlerinden önce yaptığı konuşmada, Tayvan’ın Çin’in egemenliği altında olduğunu ve birleşmenin kaçınılmaz olduğunu savundu. Şi, “Tayvan Boğazı’nın iki yakasındaki yurttaşlar, ortak bir amaç duygusuyla birbirlerine bağlı olmalı ve Çin ulusunun yeniden canlanmasının zaferini paylaşmalı.” dedi.
Tayvan’ın demokratik yanıtı
Tayvan Devlet Başkanı Tsai Ing-wen ise, Çin liderinin açıklamasına sert bir şekilde karşı çıkarak, Tayvan’ın Çin ile ilişkilerinin halkın iradesine bağlı olduğunu belirtti. Tsai, “Bu, Tayvan halkının ortak iradesini alarak bir karar vermektir. Biz demokratik bir ülkeyiz” ifadelerini kullandı. Tsai ayrıca, Çin’in Tayvan’daki seçimlerin sonuçlarına saygı duyması gerektiğini ve Tayvan Boğazı’nda barış ve istikrarı korumanın her iki tarafın da sorumluluğu olduğunu söyledi.
Tayvan-Çin gerilimi
Tayvan ve Çin arasındaki ilişkiler, 1949 yılında Çin İç Savaşı’nın ardından kopmuştu. Çin, Tayvan’ı kendisinin bir parçası olarak görürken, Tayvan ise bağımsız bir devlet olarak tanınmak istiyor. Çin, Tayvan’ın bağımsızlığını ilan etmesi halinde askeri müdahalede bulunacağını açıkça belirtiyor. Tayvan ise, Çin’in baskısına rağmen, demokratik bir yönetim sistemi ve özgürlükçü bir toplum yapısı geliştirdi. Tayvan’ı resmi olarak tanıyan ülke sayısı ise 15’e düştü.
