Kişinin ruhsal yorgunlukla beraber bedenine de bakamayabildiğini ifade eden Psikolog Nursena As, kişinin kendisini hayatın akışına göre bırakması gerektiğini ifade etti.
Harran Ovası mikrofonlarına değerlendirmelerde bulunan As, ruhsal yorgunluk yaşayanların çırpınmayı bırakması ve mola vermesi tavsiyesinde bulundu.
“Bedenimiz dinlenmekle iyileşebiliyorken ruhumuz dinlenmekle iyileşemeyebiliyor”
Çırpınmanın bırakılması gerektiğini kaydeden As,
“Ruhsal yorgunluğu son günlerde yaşıyorsanız eğer sizler de bunlara dikkat etmelisiniz! Bedenimiz dinlenmekle iyileşebiliyorken ruhumuz bazen dinlenmekle iyileşemeyebiliyor. Peki ruhsal yorgunluğumuzu giderebilmek için neler yapmalıyız? Öncelikle şuna çok dikkat edin; çırpınmayı bırakın! Çırpınmak derken neyi kastediyorum; insan bir şeyi yapmak için elinden geleni fazlasıyla yaptıysa yani ‘ben her şeyi denedim, bunu başarabilmek için her şeyi yaptım’ diyor. Bu dönemde inanılmaz bir enerji sarf ediyor. Bütün varını yokunu buraya koyabiliyor. Maddeyi manevi zaman ayırabiliyor ve bakıyor ki eline hiçbir şey geçmiyor ve ilerleyemiyor. İşte biz burada diyoruz ki; çırpınmayı artık bırakmalısın! İnsan orada ‘yapamadım, olmadı, kaybettim’ demeyi bilmeli ve kenara çekilmeli.” dedi.
“Kendini suyun akışına bırak o seni zaten doğru yöne götürecek”
Ruhsal yorgunluğa karşı dinlenmeyi ve mola vermeyi öneren As,
“Düşünsenize bir suyun içerisindesiniz ve çırpınıyorsunuz. Çırpındıkça dibe geçmeye başlayacaksınız. Gitgide dibe çökeceksiniz. Suyun akışına kendinizi bırakırsanız ne olacak? Su sizi kaldıracak ve yönünüzü bulmanızı sağlayacak. İşte burada bu metaforu kullanabiliriz; yani çırpınmayı bırak, kendini suyun akışına bırak ve o akış seni zaten doğru yöne götürecek. Belki daha sakin ve dingin bir şekilde düşüneceksin. Ne yapman gerektiğini o zaman göreceksin.” önerilerinde bulundu.
“İnsanoğlu bir anda birçok problemle uğraşamaz”
Ruhsal yorgunluk nedeniyle kişinin sorumluluklarını ihmal ettiğini aktaran As, şöyle devam etti:
“Biliyorsunuz ki son dönemlerde ülkenin durumu, ekonomik durumlar, onun dışında kişinin ilişki problemleri olabilir, ailevi problemler olabilir yani ‘her şey benim üstüme çok geliyor. Bir sürü problem var ama ben de çözecek güç yok’ diyorsa eğer kişi biraz durup dinlenmeyi bilmeli. Bir-iki gün tembellik molası verebilirsiniz. Bu sürede uyuyabilirsiniz. Ya siz de insansınız. Her şey gücünüz yetmeyebilir. Bunu kabul etmek gerekiyor aslında. Çünkü insanoğlu bir anda birçok problemle uğraşamaz. Uğraşsa bile hepsini dört dörtlük yapamaz. O yüzden biraz yatağın keyfini çıkartın. Bu dönemde uyku size çok iyi gelecek. Bedeniniz dinlenirken belki o sırada ruhunuzda dinlenebilecek.”
“Bazen çok yorulduğumuzda rutinimiz bozulabilir”
Sorumlulukların planlı bir şekilde günlere bölünmesi gerektiğini ifade eden As,
“Bazen çok yorulduğumuzda rutinimiz bozulabilir. Yani evi bırakabiliriz, her yer dağılabilir, kendimizi salabiliriz, eve girdiğinizde ‘ya eskiden ben böyle değildim’ diyebilirsiniz. Bu duruma inanıp sanki bir ömür böyle geçecekmiş gibi size gelebilir. Lütfen dikkat edin. Çünkü eğer burada siz o akışa kapılırsanız ruhsal yorgunluğunuz o evi ve kendinizi aynada görünce devam edebilir. Motivasyonunuzu kaybedebilirsiniz. Bu arada her yerin ve kendinizin de pırıl pırıl olmasına gerek yok. Adım adım ufak ufak lütfen çabalayın ve günleri bölüştürün. ‘Şunu yapayım, bunu yapayım’ deyin ve bunların üstesinden gelmeye çalışın. Bu da sizi yavaş yavaş toparlayacaktır.” şeklinde konuştu.
“Aşırı kontrolcü olmak sizi ruhsal yorgunluğa itecektir”
As,
"Bizler diyoruz ki; ‘her şeyi kontrol etmeliyiz, her şeye gücümüz yetmeli.’ Gücümüz yetmeyince sanki kendimizi aşağı çekilmiş hissediyoruz da motive olamıyoruz. Aslında burada insan şu yanını kabul etmeli çünkü bizim ‘her şeyi kontrol edebilme, her şeyi ben yapmalıyım, bütün sorumluluklarımı gerçekleştirmeliyim ve en güzel şekilde kontrol edip yapmalıyım’ dedikçe narsistlik yanımız güçleniyor. O yüzden bunu bir köşeye bırakıp ‘benim elimde bu gelebilir’ deyip onlara yönelebilmek lazım. Aşırı kontrolcü olmak sizi ruhsal yorgunluğa itecektir. Aciz olduğunuzu kabul etmeyeceksiniz. Aslında insanoğlu çok aciz bir varlık. Çünkü düşünsenize günlük rutinimizde bile karşımıza çıkan şeyleri hasbel kader görüyoruz ve öğreniyoruz. Önceden belirli mi önümüze hangi insan çıkacak? Ne olduğu? Hangi insanlarla karılaşacağım? Neler yapacağım?... Bunlar zaten belli değil ki. Biz daha bunları bile kontrol edemiyorken hayatımızı ne kadar kontrolde tutabiliriz. O yüzden bu geçersiz bir istek oluyor. Bazen akışa bırakmak sizi güçlü kılacaktır. Zaten siz rutinde giderseniz bununla güçlendiğinizi göreceksiniz." dedi.
“Sabrettikçe bazı şeylerin güzelliğini göreceksiniz”
“Ruhsal yorgunluğa karşı sabrı tavsiye eden As,
“Sabretmemiz gerekiyor bazı şeyler için. Evet çok kötü şeyler yaşamış olabilirsiniz ama burada sabır sizin önünüze açacaktır. Sabrettikçe bazı şeylerin güzelliğini göreceksiniz. Dinlenme fırsatı bulacaksınız. O yüzden ruhsal yorgunluğumuza en iyi gelen şeyler bu saydığım şeylerdir.” ifadelerinde kullandı.
“Mutlaka yürüyüş seansları oluşturun”
As, son olarak şunları dile getirdi:
"Lütfen hayatınıza ilk başta bunlara dikkat edin! Ardından da diyelim biraz biraz iyiye gidiyorsunuz ne yapılabilir? Ben danışanlarıma bunu tavsiye ediyorum ve size de tavsiye ediyorum; mutlaka yürüyüş seansları oluşturun. Seanslar yarım saat, bir saat ve iki saat şeklinde olabilir. Tek başınıza yürüyüş seanslarına çıkın. Yürürken biraz anın farkına varın. Düşünün; ‘Ben ne umdum ne buldum, hayat benim önüme neleri çıkardı, neleri aldı, hangi insan hayatımda yanlış insandı, hangi insan doğru insandı’ işte bunların farkına vardığınızda o yürüyüşünüz de size iyi gelecektir. Çünkü kendinize yatırım yaptığınız bir alan. Sonra eve geldiniz ardından dinlenirken hemen onu bir not kağıdına dökün. Not tutun. Bir defteriniz olabilir buraya notlar alın. İşte bu kişi ‘bunu düşündüm, şunu düşündüm’ o sırada zihninizde çok karışık düşünceler uçuşuyor. Yazı yazarak onları kalıcı hale getireceğiz. Bunu hayatınızın bir dönemi yaptıkça belki de her gün yaptıkça faydasını illa ve illa göreceksinizdir.”