CHP Genel Başkan Yardımcısı Karabat, Libya Merkez Bankası Başkanının Türkiye kaçması ve pos cihazları üzerinden yapılan tefeciliğe ilişkin bir açıklama yaptı. Karabat, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda şunları kaydetti:
“Pos cihazları üzerinden son 5 yılda yapılan tefecilik tutarı 100 milyar doları aştı”
“Libya Merkez Bankası Başkanı Türkiye’ye neden kaçtı? Kara para ve vergi kaçakçılığına bakın. AKP’nin kayıt dışı ekonomi politikaları vatandaşları yoksulluğa hapsederken, diğer taraftan Türkiye’nin imajına zarar verip dünya ile ilişkilerini sıkıntıya sokuyor. Faiz dışında Türkiye’ye parasını getiren yok. Çünkü, AKP’nin yarattığı ülke imajı yerlerde. Hukuk uygulanmıyor, kara para başta olmak üzere yasa dışı işlere kapılar açık. Geleceği güven vermeyen bir ülke haline geldik.
Pos cihazı konusunda defalarca uyarıda bulundum. BDDK’nın da tespit ettiği en az 31 şirket var. Ama bunlara dokunulmuyor. Ayrıntıları daha önce anlatmıştım. Pos cihazı ile yapılan operasyonların merkezinde iki ülke var. Birisi Libya, diğeri Irak. Ve Libya Merkez Bankası Başkanı Sadiq al-Kabir, ‘can güvenliği endişesi’ ile ağustos ayında Türkiye’ye kaçtı. Libya neden önemli? Çünkü pos cihazları üzerinden son 5 yılda yapılan tefecilik tutarı 100 milyar doları aştı. Burada suç geliri elde ediliyor ve buradan vergi kaçakçılığı yapılıyor.
“Finansal suçlar ekosistemi oluşturuldu”
Libya ve Irak vatandaşlarına ait debit kartlarından Türkiye’de altın satışı yapılmış gibi muhasebeleştirilerek finansal suçlar eko sistemi oluşturuldu. Bunlar o kadar kontrolden çıktı ki, küçük bazı operasyonlar yapıldı. Pos cihazı tefeciliği konusunda soruşturmalar yürütüldüğünü ancak bunların rantçılar nedeniyle engellendiğini biliyorum. Fakat burada söz konusu olan Türkiye’nin itibarı ve kaçırılan milyarlarca liralık vergidir. Bu soruşturmalar sadece Türkiye’de değil, Amerika’da da yapılıyor. Tüm bunlar Amerikan finans sistemi kullanılarak yapıldığı için, ABD’de pos cihazı tefeciliği ile ilgili soruşturmalar yürütülüyor.
“Türkiye diplomaside ABD gibi ülkelere koz vermemek zorunda”
New York Belediye Başkanının Türkiye’den 100 bin dolar civarında rüşvet aldı iddiasıyla ne kadar büyük soruşturma yürütüldüğünü görüyorsunuz. 100 milyar dolarlık işlemlerden oluşan suç geliri için ABD neler yapar! Türkiye diplomaside ABD gibi ülkelere koz vermemek zorunda. Bu nedenle kendi yargımız burada suçluları cezalandırmalıdır. Hazır, Libya Merkez Bankası Başkanı Sadiq al-Kabi de Türkiye’ye gelmişken, pos cihazları konusunda ifadesi alınmalıdır. Bazı Türk bankalarının da maalesef bu işin içinde olduğunu duyuyoruz. Hazine ve Maliye Bakanlığı da bunun farkında. Ama diğer taraftan da BDDK’ya bakıyorsunuz, denetlemesi gereken bankalarla hangi ilişkileri kuruyor? BDDK Başkan Yardımcısı’nın düğününe tam kadro katılan bankaların yöneticileri, sıraya girip takı takıyor! Bankalar işte bu güvence nedeniyle pos tefeciliği işine bulaştılar. Çünkü BDDK’nın göz yumacağını biliyorlar. Burada çok sayıda işlenen finansal suç var. Yoksulluğa gömülen vatandaş KDV ve ÖTV ödemekten bitap düşmüşken, burada bir avuç insan ultra zenginleşiyor, milyarlarca liralık vergi kaybına da göz yumuluyor.
Göstermelik birkaç tane yapılan pos cihazı operasyonu bu sistemin yüzde 1’i bile etmez. Sayın Mehmet Şimşek vergi ödemeyen kuyumcuları hedef aldı, pos cihazı kullanıp kara para aklayanları, vergi kaçıranları da aynı şekilde radarına almalı.”