İşgücü Uyum Programı ile kamu yararı gözetilecek alanlarda kamu kurum ve kuruluşlarına yarı zamanlı işçi alınması öngörülüyor. İş Kanunu'nda belirlenen "belirli süreli iş sözleşmeleri" İŞKUR'un bu programıyla 10 aylık sözleşmeler ile devlet dairelerinde de uygulanacak.

İŞKUR üzerinden işsizlik başvurusu yapan ve İşgücü Uyum Programı'na dahil olan bir kişinin, ilk dört hafta eğitimlere katılarak haftada beş gün, daha sonra da haftada üç gün çalışması öngörülüyor. İşgücü Uyum Programı en fazla 10 ay olacak şekilde planlandı. Kişilere 10 ay içinde günlük 566 lira olacak şekilde ödeme yapılacak. Aylık ödemesi ise yaklaşık 8 bin lira olacak.

Programın uygulanması için kamu yararı gözetilmesi şartı konuldu. Kamu yararı içeren uygulamalar arasında engelli, yaşlı ve hasta bakımı, çocuk bakımı, tarımsal üretim ve hayvancılık faaliyetleri, geri dönüşüm faaliyetleri, parkların korunması gibi faaliyetler yer aldı. 

"Çalıştıkları süreler emeklilikte dikkate alınmayacak"

ANKA'ya değerlendirmede bulunan Çalışma Ekonomisi Uzmanı Dr. Murat Özveri, bu gibi programların güvencesizliği ve ucuz iş gücünü arttırdığını belirterek, şunları kaydetti:

Akciğer kanseri tedavisinde VATS yöntemi öne çıkıyor Akciğer kanseri tedavisinde VATS yöntemi öne çıkıyor

"Bu program kapsamında işe alınanların hukuki statüsü yok. Bunlar aslında işçi ama işçi olmamaları için kavramlarla oynanıyor. Onlara ücret ödenemeyeceği için harçlık adı altında para alacaklar. Çalıştıkları süreler emeklilikte dikkate alınmayacak. Ölüm sigortası açısından dikkate alınmayacak. Sadece hastalık, mesleki hastalık, genel sağlık sigortası primleri yatacak. Toplu sözleşme hakkı gibi hiçbir hakka sahip değiller."

Statüsü ve güvencesi olmayan bir çalışma kitlesinin kurumsallaşacağını söyleyen Özveri, "Bu program iş güvenceli çalışanlar değil, statüsü en düşük çalışan grubunu yaratarak, güvenceli çalışanlar üzerine baskı kuran bir mekanizma yaratacak" dedi.

"Sosyal statüsü en düşük işler yapılmaya itilecek"

İşgücü Uyum Programı'na benzer uygulamaların dünyada başka ülkelerde de denendiği ve bunun sosyal statüsü en düşük meslekleri yapan işçilerin sayısında artışa neden olduğunu anlatan Özveri, şunları söyledi:

"Kamu yararı olan faaliyetlere baktığımızda engelli bakımı, geri dönüşüm görüyoruz. Bunların eğitiminin nasıl verileceği de bir sorun. İşsizlere meslek öğreten ve gelir elde eden bir program tam anlamıyla yanlış değildir ancak bu program dünya genelinde öyle bir uygulama doğuruyor ki onlara bir meslek sağlamadığı gibi sosyal statüsü en düşük işleri yapmaya mahkum ediyor. Ayrıca iş güvencesinin de söz konusu olmadığı bir politika. Geliri en düşük çalışan grubu oluşacak ve büyüyecek."

Kaynak: ANKA