İslâm, nikâh akdi ile birlikte erkek ve kadına bir takım maddî ve manevî sorumluluklar ve haklar yüklemiştir. Bu sorumluluk ve haklardan biri de nikâh akdi sonucu ortaya çıkan 'nafaka'dır.
Nafaka; kişinin sorumlu olduğu bireylerin beslenme, giyim, kuşam ve barınma ihtiyaçları ile bunlara bağlı olan ihtiyaçlarını temin etmesi şeklinde tarif edilmektedir.
İslam Hukuku'na göre kadın, evlilik sona erdikten sonra evlenmek için mecburen beklediği iddet süresi içerisinde boşandığı eşinden nafaka alır. İddet süresi bittikten sonra ise erkeğin nafaka verme mecburiyeti ortadan kalkar.
Türk Medeni Kanunu'nun 175. Maddesinde ise "Boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek olan taraf, kusuru daha fazla olmamak şartıyla geçimi için diğer taraftan mali gücü oranında süresiz olarak nafaka isteyebilir." denilmiştir.
Süresiz nafaka ödeme uygulaması binlerce erkeği mağdur ederken nafakanın oluşturduğu tahribat ise tepkilere neden oluyor. Türkiye'de nafakasını ödeyemediği için binlerce erkeğin cezaevinde olduğu belirtilirken ömür boyu nafakanın bir zulüm olduğu ifade ediliyor.
İslam dininde nafakanın iddet süresi ile sınırlandığını belirten Ünel, bu dışında alınan nafakanın zulüm ve haksız kazanç olduğunu ifade etti.
"Aile dağılırsa toplum diye bir şey kalmaz"
İslam'da evlilik ve nafaka konusunda bilgi veren Ünel, "İslam dini bir yaşam şeklidir. Allah'ın hayatımızın her alanında uygulamamız hayatımızı ve yaşantılarımızı kendisine göre ayarlamamız için gönderdiği ilahi bir yaşam şeklidir İslam. Nafaka, boşanma gerçekleştiğinde erkeğin kadına tahsis ettiği kadının yaşamını idame edebilmesi için yaptığı bir ödeme şeklidir. İslam buna da bir çözüm sunuyor ve İslam'ın tavsiye ettiği şey evlilik müessesinin korunması ve ayakta kalmasıdır çünkü aile dağılırsa toplum diye bir şey kalmaz. İslam'ın bütün tavsiye ve emirleri evlilik kurumunu ayakta tutmakla alakalıdır bununla beraber durum çıkmaza giriyorsa, sorunlar oluşuyorsa ve ayrılma meşru hale geliyorsa bunun da İslam bir çözümünü sunuyor. Helal yoldan insanlar talak ile boşanabilirler." ifadelerini kullandı.
"İslam'da nafaka iddet olayıyla irtibatlıdır"
İslam'a göre nafakanın 3 ay olması gerektiğini dile getiren Ünel, "İslam'da boşanmadan sonra kadın 3 ay evlenemiyor, İslam ona 3 ay evlenemezsin hükmünü koyuyor. Kadın başka bir eşle nikah kıyamadığından dolayı bu kadının ihtiyaçlarının karşılanması noktasında 3 ay boyunca verilir. İslam'da kadının önündeki engel kalkana kadar o kadının yemesi, içmesi ve barınması gibi temel ihtiyaçları kocası tarafından karşılanmak zorundadır. İslam'da nafaka iddet olayıyla irtibatlıdır. Boşanmadan sonra 3 ay evlenemeyeceği için bu evleneme süresi içerisinde kadının bütün ihtiyaçlarını karşılama eşine aittir. İslam'da ki nafaka anlayışı budur kaldı ki kadın kendisine evlendiği zaman verilen mehir de boşanınca kendisinde kalıyor. Mehir le birlikte 3 ay boyunca kendi temel ihtiyaçları eşi tarafından karşılanmak zorundadır. İddeti bittikten sonra kocanın kadına herhangi bir nafaka verme mecburiyeti yoktur. İslam'daki nafaka anlayışı budur." diye konuştu.
"İnsanın boşadığı eşine ömür boyu bakma zorunluluğu yoktur"
Süresiz nafakanın erkekler için zulüm olduğunu ifade eden Ünel, "Süresiz nafakanın İslam'da bir yeri yoktur ve bu bir zulümdür. Devlet boşanan insana zulüm uyguluyor. Bir insanın ömür boyu sürekli nafaka vermemesi gerekir. Boşanma gerçekleştikten sonra bu insan kendine yeni bir hayat kurmak zorunda çünkü hayat tek başına yürümüyor. Bir yandan yeni eşiyle kurduğu hayatı idame ettirmek istiyor, eşinin masraflarını ve ihtiyaçlarını gidermek için çalışıyor, diğer yandan boşandığı eşinin ihtiyaçlarını karşılamaya çalışıyor ve burada çok ciddi anlamda suiistimaller de gerçekleşiyor. Toplumda karşılaştığımız bir çok vaka var, kadın evleniyor fakat resmi nikâh kıymadığı için evlenmemiş gözüküyor bir yandan yeni bir insanla hayatını devam ettiriyor diğer yandan eski eşinden nafaka almaya devam ediyor. Bir anlamda bu erkek tarafına yapılan bir haksızlıktır. İnsanın ömür boyu boşadığı eşine bakma zorunluluğu yoktur. Kadın kendisi için yeni bir yuva kurabilir, yeni bir eş alabilir veya yeni bir hayat kurabilir ki İslam'ın tavsiye ettiği şeyde budur." dedi.