Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre her yıl dünyada 15 milyon kişi inme geçiriyor. Türkiye’de her sene 250 bin yeni inme vakası görülürken, inme sonrası felçle yaşayan 2 milyon kişi olduğu tahmin ediliyor.
İnme gerçekleştiği anda acil müdahale edilmesi hayat kurtarıcı olabiliyor. İnmenin erken tedavisi hastaların yaşama şansını artırırken, aynı zamanda inmeye bağlı oluşabilecek engellerin ve fonksiyon bozukluklarının önüne geçilmesini sağlayabiliyor. Toplumun inme belirtilerini hemen tanıyacak şekilde bilinçlendirilmesi önem taşıyor.
Prof. Dr. Engin Çakar, “29 Ekim Dünya İnme Günü” öncesinde inme ve inme sonrası erken dönem fizik tedavi ile rehabilitasyonun önemi hakkında bilgi verdi.
İnme sırasında zaman çok önemlidir
Çakar, "İnme, beyin kanaması veya beyin damar tıkanıklığı nedeniyle beyne giden kan akışının engellenmesidir. Kan akışının engellenmesiyle oksijensiz kalan beyin hücreleri birkaç dakikanın ardından ölmeye başlamaktadır. İnmenin hızlıca fark edilmesi, hastanın sağlık kuruluşuna erkenden ulaştırılması ve yapılacak ilk yardım; hastanın hayatta kalma şansını artırır ve inme sırasında gelişebilecek fonksiyonel bozuklukları azaltır. İnmede erken müdahale ve ilk yardım, daha fazla beyin dokusunun hasar görmesini engeller. Bu nedenle inme geçiren hastalar için 'Zaman Eşittir Beyin' söylemi kullanılmaktadır." dedi.
Hareketsiz yaşam ve obezite inme riskini artırıyor
İnme nedenlerinin ana sebebi damarlardaki problemler olduğunu söyleyen Çakar, "Damarların daralması ve tıkanması inme tablosunu oluşturmaktadır. Bu sebeple özellikle kalp ve damar sağlığına dikkat edilmelidir. İnmeye neden olan faktörler arasında; obezite, hareketsiz yaşam, diyabet, yüksek tansiyon, sigara kullanımı, alkol kullanımı, yüksek kolesterol seviyesi, atrial fibrasyon, arteriovenöz malformasyon (AVM), kalp ve damar hastalıkları, geçici iskemik atak (gia), damar yapısı anomalileri bulunmaktadır." diye konuştu.
İnme tanısı konulduğu anda inme tedavisi başlar
Çakar, "Tedaviyi etkileyeceği için inme tipi hemen belirlenmelidir. Sonraki aşamada bu inmenin kalple veya diğer damarlarla ilişkisi olup olmadığı, sebep olabilecek diğer hastalıklarla ilişkisi gibi durumlar araştırılır. İlk tıbbi girişimler ve tedavilerin ardından genel durumu stabil hale gelen hasta, fizik tedavi ve rehabilitasyon uzman hekimi tarafından değerlendirilir. Eğer hastada fonksiyon kaybı meydana geldi ise inme tedavisinde fizik tedavi ve rehabilitasyon süreci başlar." diye belirti.
İnme sonrasında kısmi ya da tam felç gelişebilir
Çevreyi algılama ve dikkat etme konusunda daha çok sağ beyin görev aldığını ve sağ beyin duygularla ilişkili olduğunu belirten Çakar, "Konuşma ve dil insanların %90’ ında sol beyinin ilgilendiği fonksiyonlardır. Sol beyin mantık ile ilişkili bir lobtur. Sol tarafın felcinde dolayısı ile hastada anlama ve konuşma bozukluğu da daha sık görülmektedir. İnme sonrasında hastalarda kısmi ya da tam felç gelişebilir. Kısmi felç halk arasında hafif seyirli felç anlamında kullanılsa da tıbbi anlamda bir vücut yarısında el – kol ve bacakları etkileyen hafif ya da ağır seyirli felç olarak bilinmektedir. Sağ taraf felci geçiren hastalar ve sol taraf felci geçiren hastalar aynı ölçüde fizik tedavi ve rehabilitasyon ihtiyacı duymaktadır." ifadelerini kullandı.
Erken dönem fizik tedavi ile kaybedilen fonksiyonlar geri kazanılabiliyor
Çakar, şöyle devam etti:
"İnme sonucu gelişen felç nedeniyle kol ve bacak hareketleri, gövde hareketleri ve kaba motor beceriler etkilenir. Bu durum felçli hastanın yürüyüşünü de etkiler. Genellikle vücudun bir tarafında görülen hareket bozuklukları, felçli hastanın yürüyüşünü daha da bozan denge sorunlarına neden olur. Felçli hasta erken dönemde yürüyemez ve yatağa bağımlı halde kalabilir. Erken dönemde başlayan fizik tedavi ve rehabilitasyon uygulamaları ile inme hastalarının pek çoğu için iyileşme mümkündür. Beynin kendini yeniden organize edebilme özelliği (plastisite) sayesinde, hasta zamanla çeşitli fonksiyonlarını geri kazanmaya başlar. Geri kazanılan fonksiyonlar inmenin şiddeti, beyinde etkilenen alan, hastanın iyileşme kapasitesi ve uygulanan rehabilitasyonla ilişkilidir.
Felçli hastaların tekrar yürüme ihtimali oldukça yüksektir
Felçten sonra tekrar yürüyebilmenin temel yolu fizik tedavi ve rehabilitasyondur. Fizyoterapist ve ergoterapist eşliğinde yapılan çeşitli fizik tedavi egzersizleri, uygulanan nöro-rehabilitasyon teknikleri ve robotik rehabilitasyon ile hastanın beyninde iyileşme potansiyeli uyarılır. Bu hastaların önemli bir bölümü yatağa bağımlılıktan kurtulup kısmi veya tam bağımsızlığa kavuşabilir. Hastaların işlerine geri dönmeleri, günlük hayata yeniden katılmaları sağlanabilir. Beynin yeniden eğitilmesi, felçten sonra tekrar yürümenin en önemli anahtarıdır. Beynin yeniden eğitilmesi için bol tekrarlı ve çeşitlendirilmiş egzersizler, günlük hayat pratikleri ve robotik fizik tedavi cihazları oldukça faydalıdır. Felçli hastalar akut dönemde genellikle yatılı fizik tedavi merkezlerinde bu tedavileri almaktadır."
Mahreç: Haber Merkezi