Facebook, dünyanın en popüler sosyal medya platformu olarak milyarlarca kullanıcının verilerini barındırıyor. Ancak bu veriler, sadece Facebook ile kalmıyor. Consumer Reports’un yaptığı bir araştırma, Facebook kullanıcılarının verilerinin binlerce şirket tarafından izlendiğini ve paylaşıldığını gösteriyor.
Consumer Reports’un Araştırma Yöntemi: Sunucu Seviyesinde Veri Takibi
Consumer Reports, Facebook verilerini paylaşan 709 gönüllünün arşivlenmiş verilerini kullanarak gerçekleştirdiği bir araştırma yaptı. Bu araştırmada, bir şirketin sunucularından Meta’nın sunucularına giden veri transferi, sunucu seviyesinde takip edildi. Böylece, hangi şirketlerin hangi verileri aldığı belirlendi.
Consumer Reports’un Araştırma Sonuçları: 186,892 Şirket Veri Paylaşıyor
Araştırmanın sonuçlarına göre, 186,892 şirket, Facebook üzerinden kullanıcı verilerini gönderiyor. Bu da, her bir katılımcının ortalama olarak 2,230 farklı şirketle veri paylaştığı anlamına geliyor. Bu şirketler arasında, perakendeciler, kredi raporlama ve tüketici veri şirketleri gibi sektörler öne çıkıyor. San Francisco merkezli bir veri komisyoncusu olan LiveRamp, katılımcıların verilerinin %96’sında yer alıyor. En sık rastlanan ilk 100 şirket arasında ise Amazon, Etsy ve PayPal gibi dev isimler bulunuyor.
Meta’nın Şeffaflık Araçları: Kullanıcıların Veri Paylaşımını Kontrol Etmesi
Meta, kullanıcıların paylaşmayı tercih ettikleri bilgileri anlamalarına yardımcı olmak amacıyla şeffaflık araçları sağlıyor. Bu araçlar, kullanıcıların hangi şirketlerle veri paylaştıklarını, hangi reklamları gördüklerini ve hangi reklamları görmek istemediklerini görmelerine imkan tanıyor. Ayrıca, kullanıcılar, veri paylaşımını durdurmak veya kapsam dışı bırakmak için talepte bulunabiliyorlar.
Consumer Reports’un Araştırma Eleştirileri: Veri Sağlayıcılarının Kimliği Belirsiz ve Kapsam Dışı Bırakma Talepleri Göz Ardı Ediliyor
Consumer Reports, Meta’nın şeffaflık araçlarının yeterli olmadığını ve bazı sorunlar olduğunu belirtiyor. Örneğin, veri sağlayıcılarının kimliği, genellikle şirket adı veya web sitesi yerine bir kod numarası olarak gösteriliyor. Bu da, kullanıcıların veri paylaşımını kontrol etmesini zorlaştırıyor. Ayrıca, reklamverenlere hizmet sağlayan şirketlerin, kapsam dışı bırakma taleplerini genellikle göz ardı ettiği veya reddettiği belirtiliyor.