Bi̇li̇m & Teknoloji̇

Deprem uzmanından yapılara vize önerisi

Atatürk Üniversitesi Deprem Araştırma Merkezi Müdürü Doç. Dr. Çağlar Özer, depreme dayanıklı binalar için zemin kontrolü ve vize uygulaması yapılmasını istedi. Özer, binalara deprem kimlik belgesi verilmesi gerektiğini de söyledi.

 

Deprem riski taşıyan bölgelerde, yapılardaki statik projenin dışına çıkılmasını önlemek amacıyla belirli periyotlarda zemin kontrolü ve vize uygulaması yapılmasını öneren Atatürk Üniversitesi Deprem Araştırma Merkezi Müdürü Doç. Dr. Çağlar Özer, deprem zemin yapı ilişkisinin sağlanması gerektiğini vurguladı.

Zemin sağlam, yapı zayıf olmamalı

Özer, yurtta meydana gelen önemli depremlerin ivmesini ölçüp rapor eden Afet ve Acil Durum Yönetimine bağlı istasyonların verilerine göre, sağlam zeminlerde ivme değerlerinin düşük, zayıf ve gevşek zeminlerde ise yüksek çıktığını belirtti. Özer, “Zayıf ve gevşek zeminde deprem dalgaları, patika yolda ilerleyen araç gibi yavaş ilerliyor ve deprem dalgasının seyahat süresi de zayıf zeminde daha fazla oluyor. Bu da üzerindeki yapının daha fazla titreşmesine sebep oluyor. Sağlam zeminde ise boşluk oranı daha az olduğundan deprem dalgalarının o zemindeki seyahat süresi kısa oluyor. Dolayısıyla üstündeki yapının titreşmesi de bununla orantılı olarak daha az.” dedi.

Özer, uygun zemine inşa edilen yapıya aktarılacak deprem kuvvetinin daha da azalacağına dikkati çekerek, üstyapı için uygun bir mühendislik tasarımıyla yapı projesinin tamamlanması gerektiğini belirtti. Özer, “Kahramanmaraş’taki 6 Şubat depremlerinde, zemin sağlam yapı zayıf ya da yapı sağlam zemin zayıf olduğu durumlarda hasarlar görüldü. Dolayısıyla deprem zemin yapı ilişkisinin muhakkak sağlanması gerekiyor.” diye konuştu.

Yapılarda vize sistemi getirilmeli

Özer, depremlerden sonra çalıştıkları bölgelerde yapı ve zemin anlamında önlem alınması amacıyla yeni fikir ve önerilere sahip olduklarını söyledi. Özer, deprem bölgesinde yıkılan ya da hasar gören binalarda proje dışına çıkıldığını gözlemlediklerini dile getirerek, şunları kaydetti:

“Binanın statik projesinde bazı değişikliklere gidilebiliyor, altında dükkan ya da farklı proje değişikliği sebebiyle kolonlar kesilebiliyor ya da binanın statik projesindeki ilk halinden asma kat gibi farklı değişiklikler yapılıyor. Bunlar denetleniyor ama bu denetimleri daha sıkılaştırmak için belli bir vize sistemine geçilebilir. Örneğin bir yapı ekonomik ömrü boyunca bir kere bile olsa muayeneden geçirilmeli ve hem yapı hem de çevresinde farklı değişiklikler var mı, incelenebilir. Dolayısıyla belirli periyotlarda binanın bulunduğu zeminin tekrar kontrol edilmesi en azından geçmişte yapılan bir yanlışın da önüne geçmek adına önem arz ediyor. Araç muayenesi gibi, yapılar da denetlenmeli ve incelenmeli; böyle bir vize sistemi en azından yapılan bu değişikliklerin önüne geçmesine ve engelleyici tedbir olur.”

Binalara deprem kimlik belgesi verilmeli

Özer, binalarda deprem kimlik belgesi gibi yapının durumunun detaylandırılması gerektiğini vurgulayarak, “Özellikle vatandaşlarımızın yeni bir ev alıp ya da kiralayacağı zaman binalarda bir deprem kimlik belgesi de çıkartılabilir. Bu deprem kimlik belgesinde, zeminin durumu, yapının faya yakınlığı, statik durumu, yapıda kullanılan malzemeler gibi birçok parametre belirli puan esasında sınıflandırılmalı.” şeklinde konuştu.

 

{ "vars": { "account": "G-3SZQ7JT08Q" }, "triggers": { "trackPageview": { "on": "visible", "request": "pageview" } } }