Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi'nde düzenlenen TÜBİTAK ve TÜBA Ödülleri Töreni'ne katıldı. Erdoğan ödül töreninde yaptığı konuşmada, "Türkiye kimsenin müstemlekesi olmadığı gibi yan sanayi fikirlerin, ikinci el düşüncelerin üretildiği bir ülke de değildir. Özgür olmak için özgün olmak, orjinal fikirler ve projeler geliştirmek mecburiyetindeyiz" dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi:
"Savunma sanayimizin sembolu olduğu bilim ve teknoloji hamlelerimizin daha emekleme aşamasındayken nasıl boğulduğu hepimizin malumudur. Aslında bu zihniyet bizim dönemizde de sık sık karşımıza çıkmıştır. Türkiye'nin ilk elektrikli otomobil markası Togg projemizden KAAN'a, insansız hava araçlarımıza yönelik linç kampanyalarımızdan ilk insanlı uzay misyonumuza kadar her alanda bu zihniyetle karşılaştık. Togg’a 'fabrikası yok' dediler. KAAN’ı 'kalorifer peteğine' benzettiler. Türk astronot ve bilim misyonunu 'turistik gezi' diyerek küçümsediler. İHA ve SİHA’ların her başarısında zaten sinir nöbeti geçirdiler. Başarıyı takdir etmek, desteklemek, milletin sevincini paylaşmak yerine bir kulp takarak engellemeye çalıştılar.
"Üniversitelerimizin sayısını 76’dan 208’e yükselttik"
Bilimsel çalışmaların merkezleri olan üniversitelerimizin sayısını 76’dan 208’e yükselttik. Sıfırdan aldığımız araştırma geliştirme merkezi sayımızı 1329’a, yine sıfır olan tasarım merkezi sayımızı 331’e çıkardık. Teknopark sayımız ikiden 104’e yükseldi. TÜBİTAK araştırma geliştirme programlarıyla 32 bin 940 projeye toplam 128 milyar lira tutarında destek sağladık. Biliminsanı destekleri kapsamında 381 bin 730 biliminsanına 35 milyar liralık destek verdik. Özel sektöre yönelik yürütülen destek programları kapsamında ise 26 bin 447 projeyi 109 milyar lira kaynakla destekledik.
"Türkiye, Türkiye’den daha büyüktür"
Şu gerçeği Suriye başta olmak üzere son dönemde bölgemizde yaşanan her hadise bize hatırlatmaktadır; Türkiye, Türkiye’den daha büyüktür. Millet olarak ufkumuzu 782 bin kilometre kare ile sınırlandıramayız. İnsan nasıl kaderinden kaçarak kurtulamazsa, Türkiye ve Türk milleti de mukadderatından kaçamaz, saklanamaz. Tarihin millet olarak bize yüklediği misyonu görmek, kabul etmek ve buna göre davranmak mecburiyetindeyiz. Kendi ülkelerine başkalarının gözünden bakanlar bunu farkedemeyebilir. Türkiye’nin 'Libya’da, Suriye’de, Somali’de ne işi var' diyenler bu vizyonu ve misyonu idrak edemeyebilir. Türkiye’nin son 22 yılda nasıl büyük bir değişim geçirdiğini bilmeyenler, olayların seyrini kavramakta zorlanabilir.''