Çin Dışişleri Bakanı Wang Yi, Pekin'in kaynak zengini Afrika kıtasındaki etkisini artırmak için 35 yıllık bir geleneği sürdürerek, yıllık Afrika turuna dün başladı. Wang Yi’nin bu ziyareti, Avrupa ve Amerika'nın Afrika’daki nüfuzunun azaldığı bir dönemde gerçekleşti.
Çin Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Mao Ning, 3 Ocak Cuma günü düzenlediği basın toplantısında ziyareti, ''Çin-Afrika ilişkilerinin sürekli ve esaslı bir şekilde büyümesi için her alanda pratik iş birliğini derinleştirmeyi amaçladıkları'' sözleriyle duyurdu.
Wang'ın 18 Ocak Cumartesi gününe kadar sürecek ziyareti, dünyanın iki numaralı ekonomisinin borç yükü altındaki kıtaya mali desteğini arttırdığı ve daha kritik maden anlaşmaları yapmaya ve ihracatını karşılayacak pazarlar bulmaya çalıştığı bir döneme denk geldi.
Batı medyasına konuşan analistlere göre, küresel yatırımcılar ABD Başkanı seçilen Donald Trump'ın 20 Ocak’ta Beyaz Saray'a dönüşünü beklerken, Ukrayna ve Orta Doğu'daki savaşlar hala şiddetini korurken ve Avrupa ülkeleri, iç siyasetlerindeki karışıkla uğraşırken; Çin Dışişleri Bakanı Wang Yi, Afrika turuna çıkarak Namibya, Kongo Cumhuriyeti, Çad ve Nijerya’ya ziyarette bulunacak. Wang Yi’nin bu ziyareti, ayrıca Çin'in Afrika ile olan ilişkilerinin tutarlılığını vurguluyor.
Çin, Afrika’nın BM’deki oyunu, kendi çıkarları doğrultusunda kullanabilir iddiası
Analistlere göre; Afrika'nın Birleşmiş Milletler'deki 50'yi aşkın oyu, Pekin'in çok taraflı kurumları yeniden şekillendirme ve küresel normları kendi çıkarları doğrultusunda yeniden yorumlama çabalarını ilerletmeye, yardımcı olabilir.
Çin-Küresel Güney Projesi'nin kurucularından Eric Orlander, ''Her yıl hangi ülkelere gidileceği kararı nadiren dışsal bir mantığı takip eder. Ancak bu karar, Afrika'da, ABD, İngiltere ve Avrupa Birliği'nin yaklaşımlarının aksine Çin'in kıtaya olan tutarlı bağlılığının bir hatırlatıcısı olarak yankı buluyor'' dedi.
Orlander, "Çin, Sahel ve Batı Afrika'daki yeni askeri cunta hükümetleri için güvenilir ve istikrarlı bir partner oldu. Fransa ve ABD için bölgede Batı'nın gücünün azalmasını görenler, Çin'in varlığını 'tartışmalı' olarak görüyor, ancak bu, Afrika perspektiflerinden çok farklı bir görüş” ifadesini kullandı.
Fransa, geçen ay, hükümetinin, bölgedeki İslamcı militanlarla mücadelede önemli bir Batılı müttefik haline gelmesini sağlayan savunma iş birliği anlaşmasını beklenmedik bir şekilde sona erdirmesinin ardından, Orta Afrika Cumhuriyeti'ndeki askeri birliklerini geri çekmeye başlamıştı.
“Çin, Afrika'nın politikasında hem bir aktör hem de bir ilham kaynağı”
Batı medyasına açıklama yapan Afrika merkezli bir danışmanlık şirketinin kurucusu olan Hannah Ryder, "Çin, Afrika'nın politikasında hem bir aktör hem de bir ilham kaynağı haline geldi" dedi. Ryder, Wang’ın, bu yıl Çin-Afrika İşbirliği Forumu (FOCAC) eş başkanlığını devralan Kongo Cumhuriyeti’ni ziyaret etme kararının, Çin’in geçen yılki zirvenin sonuçlarını uygulama konusundaki kararlılığını gösterdiğini belirtti. Bu zirvede Çin, 51 milyar dolar tutarında yeni mali yardım taahhüdünde bulunmuştu.
Analistlere göre, Pekin’in ayrıca bölgesel güvenlik meselelerinde de etkisini hissettirmeye başladı. Bu da Wang’ın Çad’a yapacağı ziyaretin nedenlerinden birini kısmen açıklıyor.
Görev süresi 20 Ocak’ta bitecek ABD Başkanı Joe Biden'ın aralık ayında Angola'ya yaptığı ziyaret, başkanlığındaki Sub-Sahara Afrika'ya yaptığı tek ziyaret olurken, Çin, Afrika'yı diplomatik takviminde ön planda tutuyor.
