Bir üniversitenin İş Sağlığı ve Güvenliği Bölüm Başkanı Dr. Öğretim Üyesi Rüştü Uçan, iş yerlerinde havalandırmanın önemine işaret ederek doğru havalandırma konusunda değerlendirmede bulundu.
Uçan, yetersiz havalandırmanın ortamdaki hava kalitesini düşüreceğini söyledi. Uçan, özellikle ortamdaki oksijen miktarının yüzde 20’nin altına düşmesi halinde çalışanların performansının düşeceğini ve çalışanlarda yorgunluk belirtileri görüleceğini kaydetti.
Yetersiz havalandırma performansı düşürebilir
Uçan, çalışılan kapalı ortamın havasının çalışma türüne göre havalandırılmadığı takdirde, çalışanların sağlık ve güvenliğinde ciddi tehlikeler yaratacağını belirterek, "Bir ofis ortamında bile, proses gereği herhangi bir zehirli hava üremesi söz konusu olmamasına rağmen, havalandırma yetersiz ise ortamdaki hava kalitesi düşecek solunan hava kirli havaya dönüşecektir. Özellikle ortamdaki oksijen miktarı yüzde 20’nin altına düşerse çalışanların performansı düşecek, çalışanlarda yorgunluk belirtileri görülecektir." dedi.
Merkezi havalandırma sistemlerinde yetersizlik yaşanabilir
Merkezi havalandırma sistemlerinde havalandırma ve iklimlendirme sistemlerinde sistemin yetersiz kalmasının bu tehlikeyi daha da büyüteceğini kaydeden Uçan, "Çünkü merkezi havalandırma sistemlerinde ortamdan emilen havanın tekrar iklimlendirilerek kullanılması, emilen hava içerisindeki kirletici unsurların, havalandırma yapılan diğer lokasyonlara dağılmasına neden olacaktır. Bu nedenle de pandeminin başlamasıyla birlikte yüzde 100 atmosfer havası ile çalışmayan sistemlerin, çalışma ofisleri, AVM ve benzeri kapalı yerlerde kullanılmaması istenmişti." hatırlatmasında bulundu.
Ağır sanayideki çalışma ortamlarının havalandırılması önemli
Dr. Öğretim Üyesi Rüştü Uçan, ofis ortamlarında bile havalandırmanın böylesine önemli olduğu düşünüldüğünde proses gereği çeşitli toz ve gazların bulunduğu ortamlardaki havalandırmanın öneminin daha iyi anlaşılacağını ifade etti. Uçan, havalandırılmayan veya ağır sanayi, kimyasal madde ve petrol işleme tesisleri ile sürekli olarak proses gereği ortamda kirli ve çalışanın sağlığını tehdit eden kimyasal gaz, duman veya buhar üreten iş yerlerinde havalandırmanın son derece önemli olduğunu vurguladı.
Uçan, bu ortamlarda bir yandan içerdeki kirleticileri havalandırma sistemi aracılığıyla dış ortama verirken bir yandan da çalışanların sağlığı ve güvenliği açısından sorun yaratabilecek parametrelerin kontrol altında tutulması ve referans değerlerinin üzerine çıkmamasının sağlanması gerektiğini söyledi.
Ofis ortamlarında havalandırma sağlıklı bir şekilde yapılmalıdır
Ofisler de dahil olmak üzere çok sayıda insanın bir arada çalıştığı ortamlarda havalandırmanın sağlıklı bir şekilde yapılmasının önemine işaret eden Dr. Uçan, "Buna ek olarak çalışma sırasında bilgisayar, fotokopi gibi elektronik cihazlarla birlikte, iş yeri hava kalitesini olumsuz yönde etkileyen her türlü üretim makinesinden çıkacak toz, gaz vb kirleticilere, işyerindeki proseste kullanılan hammaddeler doğrultusunda, çalışanın sağlığı ve güvenliği için mutlaka havalandırma, tozsuzlaştırma veya atıkların bertarafı konusunda önlemler alınmalıdır. Alınacak önlemler, sadece çalışanların iş kazası geçirmelerini ve meslek hastalıklarına yakalanmalarını önlemekle kalmayacak, aynı zamanda çevrenin de bu kirleticilerden olumsuz yönde etkilenmemelerini sağlayacaktır." diye konuştu.
Çalışma ortamındaki havada oksijen bolca olmalıdır
İş sağlığı ve güvenliği kapsamında kapalı ortamlarda havalandırmanın nasıl olması gerektiğine değinen Uçan, "Evlerimizde de yaptığımız gibi, iyi bir çalışma ortamındaki hava kalitesi ne olmalı sorusuna belki de oksijeni bol bir hava diye cevap verebiliriz. Ofisler gibi çok sayıda insanın birlikte çalıştıkları ortamların merkezi havalandırma sistemleri ile havalandırılması, bu sistemlerin sıcak ve soğuk günlerde içerideki optimum hava sıcaklıklarını sağlayabilme ve dış ortamdan emilen hava içerisindeki koku ve istenmeyen partikülleri engelleyebilme yeteneğinin olması yeterli sayılabilir." diye konuştu.
Çalışma yerlerinin özelliğine göre önlemler alınmalıdır
Uçan, çeşitli hammaddeler ve kimyasallar kullanarak üretim, bakım, temizleme ve onarım çalışmalarının yapıldığı ortamlarda iç ortamdan dışarıya kirli havayı atmak veya ortama sürekli olarak taze hava vermenin kesinlikle yeterli olmayacağını vurguladı.
Çalışma yerlerinin özelliği doğrultusunda önlemler alınması gerektiğini ifade eden Dr. Öğretim Üyesi Rüştü Uçan, "Özellikle üretim yapılan yerlerde her zaman, ofislerde olduğu gibi yaz ve kış aylarında ortam sıcaklığını kesinlikle 22-24 derece arasında tutabilmek çoğu zaman mümkün değildir. Örneğin bir dökümhanede 1300 derecede ergimiş metalin bulunduğu bir ortamda veya bir et işleme tesisinde 22-24 derecelik çalışma ortamı sağlayabilmek imkansızdır. Bu yüzden de çalışılan ortamlarda çalışanların sağlığını, güvenliğini ve performansını üst düzeyde tutabilmek amacıyla çeşitli KKD’lerin (Kişisel Koruyucu Donanım) kullanılmasının yanı sıra ortamda prosesten kaynaklanabilecek kirlilikten optimal düzeyde etkilenmelerin sağlayacak, yöntemler geliştirilmelidir." dedi.
Uçan, çalışma ortamlarında çoğu zaman sadece havalandırmanın yeterli olmayabileceğini de belirterek "Bu durumlarda çalışanların ortam içerisindeki toz ve gazlardan nasıl korunmaları gerektiği konusunda da çeşitli eğitimler verilmelidir." ifadelerini kullandı.
Mahreç: Haber Merkezi