Fernas Madencilik işçileri Soma’dan Ankara’ya yürüyüş başlattı. İşçiler Soma çıkışında, 13 Mayıs 2014’te meydana gelen maden faciasında hayatını kaybeden 301 madencinin mezarlarının yer aldığı Madenci Şehitliğini ziyaret etti. İşçiler şehitlikte saygı duruşunda bulundu, 301 maden şehidi için dua etti.
Bağımsız Maden İş Sendikası Genel Başkanı Gökay Çakır, burada yaptığı açıklamada, "301 kardeşimiz bizim dostlarımızdı, bizim kardeşlerimiz, abilerimizdi. Ruhları şad olsun, mekanları cennet olsun. Onlar için de bu yürüyüş. Onlar için de kıymetli bir yürüyüş. Çünkü işçi sınıfı. 1991'den beri hiç madenci yürüyüş yapmadı, bugün biz yürüyüş yapacağız. Biz Bağımsız Maden İş Sendikası olarak bu kardeşlerimin hepsini aşağı yukarı ben çoğunu tanırım. Değerli dostlarımız, güzel insanlardı. Ama ihmal, Türkiye'deki iş koşulları bunlara hiç önlem alınmadı. Halen de alınmıyor. Bu kardeşlerimizde aldık dediler, hepsi geldiler, konuşmalar yaptılar. Siyasi partiler. Ama 42 kardeşimizi daha kaybettik. 18 kardeşimizi daha kaybettik. 9 kardeşimizi daha kaybettik. Biz bunları kaybetmemek için yürümeye başladık. Evet, bizim mücadelemiz işçi sınıfının mücadelesidir. Hakları için mücadeledir ama biz ölmemek için mücadele etmeye çalışıyoruz. Bu mücadelemizi de işçi sınıfıyla beraber başaracağımıza da inanıyoruz. Önce iş sağlığı güvenliği diyoruz" diye konuştu.
"Biz de ölmeyelim diye iş güvenliği istedik"
Maden emekçisi Durmuş Olgunsoy da, "301 arkadaşla aynı vardiyayı paylaşıyordum. O arkadaşlarımı orada kaybettim. Biz de aynı şekilde ölmeyelim diye bir direnişe kalkıştık. Bir sendikaya üye olduk diye bizi usulsüzce işten attılar. Hâlâ daha vekil bey bunun için bize yalan söylüyor. Kamuoyunu kandırmaya çalışıyor. 'Gelin' dedik 'her platformda görüşelim' dedik. Görüşmediler. Evet 301 arkadaşımı kurtarmak için 5 gün boyunca uğraştım. Ama çıkartabildiğimiz saha sayısı çok düşüktü. Neden böyleydi? Ocağın genişliği çok büyüktü. Yetişemedik, ulaşamadık kaybettik. Biz de arkadaşlarımızı kaybetmeyelim diye büyük bir kalkışmaya başladık. Bu kalkışmayla dimdik ayakta duracağız. Sonuna kadar da gideceğiz. Fernas'ta yarın birisi öldüğünde 'vah, tüh' demeden bu işlere el atmaları lazım. Büyüklerimizin bizi görmesi lazım. Sesimizi duyurmak için biz buraya çıkıyoruz. Bu arkadaşlar ölürken biz onların sesi olalım. Bundan sonraki madenciler ölmesin diye uğraşıyoruz. Başka bir uğraşımız yok. Birkaç gün önce öldürülen polis memuru arkadaşımızın o kadar suçla aranan şahıs daha tutuklanmazken bizi her yoldan yakalayıp savcı, hakim karşısına çıkartan sevgili hukukçular. Sizlere de sesleniyorum. Eğer burada suçluysak bizi de alın. Nereye atıyorsanız atın. Ama suçluları tutun da madenciler, kolluk kuvvetleri, jandarmalar, polisler şehit olmasın artık ülkemizde. Siz bu suçluları yakalayın artık. Biz suçluysak bizi de atın. Ben suçsuz olduğuma çok eminim. Vicdanım rahat. Ben de bir hukukçu babasıyım. Benim kızım da hukuk okuyor. İnşallah ileride bu hukuk düzeninin bir parçası olacak. Ama bu düzen böyle gitmeyecek. Bu düzen değişecek. Adalet istiyoruz. Başka bir şey istemiyoruz. Biz işletmeden çok bir şey istemedik. Maaşlarımızı 6 bin lirayla 10 bin lira arasında bir zam istedik. İş güvenliği istedik. 301 kişi öldü. Biz de ölmeyelim diye iş güvenliği istedik. Başka bir şey istemedik. Bu zaten yapması gereken bir işti. Bunu da yapmadı. Promosyon bankanın cebinden çıkan parayı da biz dedik ki 'bunu da bize ver. Biz de geçinemiyoruz. Bunun sayesinde geçinelim, çalışalım. Ülkemiz için üretelim' dedik. Ona da karşı geldiler. Ve en sonunda sendika üye olduk diye bize de bir gün içinde çıkış verdiler. Dediler ki, gidin. Geçen gün de müdür bey çıkmış orada diyor ki 'Bundan sonra açsın. Bundan sonra göreceğim seni. Nerede çalışacaksın, göreceğim seni' diyor. Beni hiçbir işveren işe almayacakmış. Ben bu zamana kadar alnımın akıyla, alnımın teriyle çalıştım. Çocuklarımı okuttum, okutmaya da devam edeceğim. İnşallah bu yürüyüşle hakkımı da kazanacağıma inanıyorum. Büyüklerime buradan sesleniyorum. Bizim sesimizi duyun" dedi.
"Arkadaşlarımızın geleceği için gidiyoruz"
Maden emekçisi Erdinç Demirtaş ise "Sendikaya üyelik yapmaktan ve sendikaya üyeliğinden dolayı çıkış aldık. Sağ olsun iş arkadaşlarımız iş sağlığı güvenliği, banka promosyonu ve maaşların düşük olmasından dolayı bize destek verdiler. Şu anda 100 kişi eylemdeyiz. Fakat bir aydır yaptığımız çağrılara kesinlikle ve kesinlikle patron, patron vekilleri bir cevap vermedi. Her defasında karşımıza kolluk kuvvetlerini geçirdiler. Bunun için yürüyoruz. Arkadaşlarımızın geleceği için gidiyoruz. Ankara'ya yürüyeceğiz. Ve orada hakkımızı alacağız. Ben 42 yaşındayım. Bugüne kadar kendim için çalıştım. Ama bundan sonra yeni başlayan madenci arkadaşlarım için çalışacağım. 20 yaşında madenci arkadaşlarımızın şehitleri var burada. 301'in içinde. Bu arkadaşlarımız ileride tekrar hayatlarını kaybetmemesi için mücadeleye devam edeceğiz. Ve iş sağlığı güvenliği için elimizden gelen her şeyi yapacağız" şeklinde konuştu.
"Bir 150-200 kişi daha ölmesin"
13 Mayıs 2014’te meydana gelen maden faciasında şehit olan Murat Avcı'nın kabri başında duygusal anlar yaşayan maden emekçisi Eyüp Can da "301 kişinin öldüğü madende aynı vardiyada çalışıyordum. Bu arkadaşlarımın tamamını 301'ini de bire bir oturup yemek yemişliğimiz, muhabbet etmişliğimiz, ailecek görüşmüşlüğümüz var. Şimdi ben duygusalım. Özellikle Murat ağabeyimin yanına geçtim oraya. Çünkü o benim birebir muhabbet ettiğim birisiydi. Çok da duygusalım. Kusura bakmayın. Ben her zaman söylüyorum. Her zaman. Diyorum ki 301 kişi öldü. Bir 150-200 kişi daha ölmesin. Ferhat Nasıroğlu sana sesleniyorum. Gerçekten bunu samimi olarak konuşuyorum. Ben bunları toprağa verildiğini gördüm. Bu arkadaşların da toprağa verildiğini görmek istemiyorum. Yani bunu samimiyetle konuşuyorum. Bu yetkililere buradan özellikle sesleniyorum. Kusura bakmayın da bir müdürün egosunu mu tatmin etmeye çalışıyoruz? Bunu bir görün ya. Biz yeraltına ölmek için mi gireceğiz? Bu arkadaşlar gibi mi olacak bizim sonumuz? Ya bunu bir görün. Görün başka bir şey istemiyoruz. Sadece iş güvenliği ya. Bu da mı zor? Zor mu? Zaten yapmanız gereken şeyler bunlar. Zaten yapmanız gereken şeyler. Çıkıp da bir yetkili gelip de bize 'Biz bunun önlemini alacağız. Siz sıkıntı yapmayın. Denetliyoruz ocağı, denetledikten sonra girebilirsiniz' deyin ya bize. Çok mu zor? Benim başıma güvenlik kuvvetlerini gönderiyorsunuz. Önüme, arkama, sağıma, soluma diziyorsunuz geçiriyorsunuz. Beni birebir onlarla muhatap ediyorsunuz. Gelin ya. Milletvekillerine sesleniyorum. AK Parti milletvekillerine, MHP milletvekillerine, HDP hangi partinin olursa olsun hepsine sesleniyorum. Oy istemeye gelirken benim yanıma geliyorsunuz da şimdi ben hak arayışındayım. Niye benim yanıma gelmiyorsunuz? Bir sorsanıza ya. Derdin, tasan ne? Bize böyle anlatıyorlar. Doğru mu değil mi? Ya yazık günah ya. Burada 301 kişi yatıyor. Yakında bir 301 bir daha yatar. Sıkıntı yapmayın" ifadelerini kullandı.