AYM'nin yeni üyesi Metin Kıratlı, yemin ederek göreve başladı. AYM'de düzenlenen törene; Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, Danıştay Başkanı Zeki Yiğit, Sayıştay Başkanı Metin Yener, bakanlar, yüksek yargı üyeleri ve çok sayıda davetli katıldı. Program saygı duruşu ve İstiklal Marşı'yla başladı.
Programda konuşan AYM Başkanı Kadir Özkaya, "Cumhurbaşkanımız tarafından üst kademe yöneticileri arasından Anayasa Mahkemesi üyeliğine seçilen ve biraz sonra ant içerek üyelik görevini ifa etmeye başlayacak olan Doç. Dr. Metin Kıratlı’yı tebrik ediyor; üyeliğinin şahsına, ailesine, mahkememize ve ülkemize hayırlı olmasını temenni ederek, başarılar diliyorum" dedi.
Adli ve idari yargıdaki hakim ve savcıların yeni adli yılını kutlayan Özkaya, "Bir şeyi yerli yerince yapmak, her şeyi yerli yerine en uygun şekilde koymak, herkese layık olduğu şeyi vermek olarak da tanımlanan adalet, her daim ahlaki bir erdem olarak kendini göstermiştir. Toplumun huzuru, iç barışı, refahı ve güvenliği için adaletin vazgeçilmez bir unsur olduğu hususunda görüş birliğine varılmış, devletin ancak adaletle ayakta kalabileceğine işaret edilmiştir. Adalet, kadimden beri hayatın üzerinde yürüdüğü temel olmuştur. Büyük Önder Atatürk’e göre de bağımsızlık, gelecek, özgürlük her şey ancak adaletle var olabilir. Onun adalet anlayışı hukuk sistemimizin ve toplumumuzun adalet arayışının da temelini oluşturmuştur" diye konuştu.
Hakim ve savcıları uyardı: Hiçbir zaman adaleti kendi keyfi arzularınıza uydurmaya kalkışmayın
Bütün yargısal çabaların gayesinin adaleti tesis etmek olduğuna dikkat çeken Özkaya, şöyle devam etti:
“Böyle olunca da yargısal faaliyetlerin başaktörleri olan hâkim ve savcılar hakkın ayakta tutulması ve adaletin sağlanması bakımından en önemli sorumluluğun kendilerinde olduğunu asla hatırlarından çıkarmamalı; iç dünyalarındaki öznel duygu ve düşünceleri de dâhil olmak üzere herhangi bir dışsal etki altında kalmadan, çekinmeden, endişe duymadan, tarafsız bir tutumla pozitif hukuk düzenimizin öngördüğü çerçeve içinde özgürce karar vermelidir. Aklı ve bilimi daima başat bir konumda tutmalıdır. Anayasal kimliğimizi oluşturan ilke ve değerlerin en önemli güvencesi, bağımsız ve tarafsız bir yargının varlığıdır. Bağımsız ve tarafsız bir yargının varlığı da ancak bağımsız ve tarafsız hâkimlerle mümkündür.
Çok kıymetli hâkim ve savcı kardeşlerim, pozitif hukuka göre çok yakınlarınızın işlerine zaten bakamıyorsunuz. Bunu biliyorum. Ancak genel prensibi vurgulamak bakımından şunları ifade etmek istiyorum. Bir yerde söz sahibi olduğunuzda, size söz hakkı veya yetki verildiğinde, güç verildiğinde muhatabınız kendi yakınınız olsa dahi adaletle hükmedin. Ebeveyninizin veya diğer yakın akrabalarınızın aleyhine de olsa her daim adaleti ayakta tutun. Hiçbir zaman adaleti kendi keyfi arzularınıza uydurmaya kalkışmayın. Daima hakka çağırın ve hakla hükmedin. Tesis etmekle mükellef olduğunuz adaleti önce kendi nefsinizde/hayatınızda ete kemiğe büründürün. Unutmayın ki insanların zaman ve zemini değerlendiren yaşantısı ancak hak ile mümkündür. Haktan uzak yaşayan, haksızlıktan yakayı kurtaramaz. Bir topluluğa olan kininiz, hırsınız sizi adaletsizliğe sevk etmesin. Adalet timsali hâkimler olun. Hiçbir neden, sizi hiçbir zaman hakkı ayakta tutmaktan alıkoymasın; adaletsiz davranmaya yöneltmesin. Adaletle hükmedin ki kargaşa çıkmasın. Unutmayın adaletle hükmedilmeyen yerlerde kargaşa olur, düzen ortadan kalkar, herkes kendini haklı görmeye başlar. Bu yüzden adalet terazisini hep hak ve haklıyı gözeterek kullanın. Haksız olduğu halde haklıymış gibi kavga çıkaranlardan, hukuku kendi çıkarları doğrultusunda kullanmak isteyenlerden taraf olmayın. Hakka uyun. Hakkı ayakta tutun."
"Bir gün mizan kurulur, bütün defterler dürülür, hesabı bizlerden sorulur"
Kuranı Kerim'den ayetlerle örnek veren Özkaya, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Kıymetli meslektaşlarım bugün adalet dağıtıyoruz, her şeyi ve herkesi sorguya çekiyoruz. Lakin hepimiz geçiciyiz, bizi de bir gün sorguya çekecekler, bunu da unutmayalım. Unutmayalım ki bir gün mizan kurulur, bütün defterler dürülür, hesabı bizlerden sorulur. Yanlışlardan kaçınalım, o günler gelmeden bugünün kıymetini bilelim. Bir gün bize de sıra gelecek. Çok kıymetli hâkim ve savcı kardeşlerim, Hazreti Allah, insana vermiş olduğu değeri meleklere dahi vermemiştir. İnsan çok kıymetlidir. Bütün yaratılmışlar kendi özgün kuralları dairesinde insanın kullanımına verilmiştir. Bu hiçbir zaman unutulmamalı, bu durumun farkında olunarak hareket edilmeli, yeryüzünde zulüm yapılmamalıdır.
Öte yandan hayata geçirilmeyen bilgi fayda vermez. Dolayısıyla bilerek bildiğimize ihanet edenlerden olmayalım. Sahip olduğumuz bilgiyle söylem, icraat ve yaşantımız, amel ve muamelatımız uyumlu olsun. Dilde âlim olup da muamelatta zalim, kalp âleminde müflis olmayalım. Bir başka söyleyişle ameli ilmine, ilmi ameline düşman olanlardan olmayalım. Rızkımıza vesile olan görevimize ihanet etmeyelim. Tembellik yapmayalım. Devletimize, milletimize vatanımıza karşı olan sorumluluklarımızı, görevlerimizi hakkıyla ve eksiksiz yerine getirelim."
Anayasa'nın 3'üncü maddesini hatırlattı
Anayasa'nın 3'üncü maddesini hatırlatan Özkaya, "Bununla birlikte memleketimizi, milletimizi, büyük Türk devletini çökertmek isteyenler de çoktur. Lakin necip Türk milletini ve büyük Türk devletini parçalamaya, bölmeye kimsenin gücü yetmez. Yeter ki toplum olarak akıllıca hareket edelim. Birbirimize düşman olup dış düşmanlara fırsat vermeyelim. Hepimiz kardeşiz. Her zamankinden daha çok birbirimize kenetlenmeliyiz. Aklımızı iyi kullanmalıyız. Akıl bir hazinedir. Aklı fitneye kelepir etmeyelim. Aklı fitneye hâkim kılalım. Aklı fitneye hâkim kılalım ki kargaşa olmasın. Bu fani dünya boştur, geçicidir, avaredir, diyerek kendimizi yanıltmayalım. Boş dediğimiz bu fani dünya iki cihanın da hazine anahtarıdır. İki cihan da bu fani dünyada kazanılmaktadır. Akılla, sıhhatle, bilimle bu dünyayı iyi değerlendirmeliyiz. Her bir nefesimiz geleceğimiz için bir hazinedir, çok önemlidir. Bu nedenle her ânımızı iyi değerlendirmeliyiz. Fitneye, fesada fırsat vermemeliyiz. Geleceğimizi kendi ellerimizle çıkmaza düşürmemeliyiz" diye konuştu.
Özkaya, İsrail'in Gazze'ye saldırısına değinerek, "Gazze başta olmak üzere dünyanın dört bir yanında sergilenen zulme, insan hak ve özgürlüklerine ilişkin ihlallere, çocuklar ve kadınlar başta olmak üzere mağdur ve mazlum insanlara karşı yapılan insanlık dışı muamelelere gözler ve vicdanlar kapatılmamalıdır. Yapılan zulümlere ırk, din, dil, renk vb. hiçbir ayrım yapılmadan bir an önce cesaretle ve adaletle müdahale edilmelidir. Bu; insan olmanın zorunlu bir sonucu, yaşamsal bir vicdani borcudur. Ayrıca yapılan zulümlere gözlerini ve vicdanlarını kapatanlar, zalimlere destek olanlar, sahip oldukları güce güvenerek adaleti hiçe sayan davranışlarını sürdürmekte ısrarcı olanlar, bebeklere, çocuklara, kadınlara zulüm yapanlar, yaptıkları zulmün yanlarına kalacağını sanmamalıdır" ifadesini kullandı.
"1 Eylül 2024 tarihi itibarıyla incelenmeyi bekleyen 125 dava ve itiraz başvurusu kapsamında 594 kural bulunmaktadır"
"Hak ve özgürlükler demokrasinin esaslı unsurudur" diyen Özkaya, şöyle konuştu:
"Bu nedenle hukukun üstünlüğüne dayalı demokratik toplumlarda insan hak ve özgürlüklerinin korunması büyük bir öneme sahiptir. Bu koruma da ancak bağımsız ve tarafsız bir yargının, yeterli hukuki mevzuat ve güvencelerin varlığı hâlinde sağlanabilir. Bu bağlamda anayasa mahkemeleri de anayasal denetim yaparak, demokratik toplumların insanı ve devleti adalet temelinde yaşatma ortak amacının gerçekleşmesine hizmet eder. Mahkememiz de bu amacı gerçekleştirmek üzere kurulmuştur ve kendisine, diğerlerinin yanında bazı normların Anayasa’ya uygunluğunu denetlemek ve bireysel başvuruları karara bağlamak görev ve yetkisi verilmiştir. Mahkememizde, norm denetimi kapsamında somut ve soyut değimiz iki tür denetim yapılmaktadır. Bugün itibarıyla 2024 yılı içinde mahkememizce 148 dava ve itiraz başvurusu kapsamında 422 kuralın Anayasa’ya uygunluk denetimi yapılmış ve karara bağlanmıştır. Elimizde 1 Eylül 2024 tarihi itibarıyla incelenmeyi bekleyen 125 dava ve itiraz başvurusu kapsamında 594 kural bulunmaktadır."
Özkaya, bireysel başvurulara ilişkin ise şu ifadeleri kullandı:
"Mahkememize 23 Eylül 2012 tarihinden itibaren bugüne kadar toplam 629 bin 821 bireysel başvuru yapılmış, bunların 522 bin 054’ü yani yüzde 83’ü sonuçlandırılmıştır. Bugün için önümüzde derdest halde 108 bin 220 bireysel başvuru bulunmaktadır. 23 Eylül 2012 tarihinden bugüne kadar makul sürede yargılanma hakkı hariç olmak üzere toplam 18 bin 341 başvuruda başvurucuların temel hak ve özgürlüklerinden en az birinin ihlal edildiği sonucuna ulaşılmıştır. Sonuç olarak diyebiliriz ki AYM; adalet, hukukun üstünlüğü, temel hak ve özgürlükler gibi değerlerin gerçekleşmesine katkı yapmaya, bireylerin ve kurumların adalet duygularını tatmin etmeye, onların devlete ve hukuka olan güvenlerini artırmaya çalışmaktadır."
Kıratlı'ya cübbesini Özkaya giydirdi
AYM Başkanı Kadir Özkaya'nın konuşmasının ardından yemin törenine geçildi. Özgeçmişi okunan yeni üye Metin Kıratlı, yemin etti. Kıratlı'ya cübbesi Özkaya tarafından giydirildi.