Mil Diyanet-Sen Şanlıurfa İl Başkanı Ömer Çapan, Şehid Hasan Saklanan'ın şehadeti ile ilgili Harran Ovası mikrofonlarına açıklamalarda bulundu.
Şehid Saklanan'ın bütün mesafelere rağmen Kudüs'e giden bir yolu seçtiğini belirten Ömer Çapan, Allah yolunda bir şehid olarak yürümeye karar verdiğini ve verilen kararın zor ve önemli olduğunu söyledi.
Çapan, Şehid Saklanan'ın şehadetiyle birlikte Kudüs'ün fiili olarak bütün Müslümanların davası olduğunu gösterdiğine dikkat çekti.
Siyonistlerin rahat bir tavır sergilemelerinin en önemli sebebinin dünyanın soykırım ve katliam karşısında sessizliği olduğuna dikkat çeken Çapan, oradaki zulmün sona ermesi için vicdan sahibi herkesi siyonistlere karşı birlik olmaya çağırdı.
Çapan, boykotun önemine vurgu yaparak boykot konusunda çağrıda bulundu.
“Giderken hiçbir şekilde menfaat gözetmeksizin oraya gitti”
Mil Diyanet-Sen Şanlıurfa İl Başkanı Ömer Çapan, “Şehid Hasan Saklanan kardeşimiz israilin yapmış olduğu zulümlere ve katliamlara daha fazla dayanamayarak adeta duygularımıza tercümanlık edercesine bir din kardeşimiz olarak düzenlenmiş olan tur ile buradan Kudüs’e hareket etti. Kudüs’te ümmetin namusuna, ümmetin topraklarına, gönül coğrafyamıza saldıran, oradan soykırım ve katliamlar gerçekleştiren siyonist soykırımcı işgal askerlerini hedef alarak güzel bir operasyon gerçekleştirerek kardeşimiz orada şehadeti elde etti. Giderken hiçbir şekilde menfaat gözetmeksizin oraya gitti. Müslümanların sahipsiz olmadığını, zulmün artık dayanılmaz hale geldiğini ifade etmek adına böyle bir yola başvurdu. Allah Hasan hocamızın şehadetini kabul etsin. Allah sevdikleriyle haşretsin diye dua ediyoruz. Allah bizlere de şehid olmayı nasip etsin.” dedi.
“Bir an önce cenazenin teslimi noktasında sorumlu kalmak gerekiyor”
Kudüs şehidi Hasan Saklanan'ın cenaze namazının Ayasofya-i Kebir Cami-i Şerifi'inde kılınması için çağrıda bulunan Çapan, “Şehid saklanan sadece Urfa için bir değer değildir. Bütün Türkiye için, bütün Müslümanlar için bir değer olduğu için yetkililerde uygun görürse Şehid Hasan Saklanan’ın cenazesi geldiği zaman Mil Diyanet-Sen olarak, cenaze namazını ilk önce Ayasofya-i Kebir Cami’sinde Müslümanlar tarafından kılındıktan sonra Peygamberler Şehri Şanlıurfa’ya getirilip burada ikinci bir cenaze namazının kıldırılıp ondan sonra toprağa defnedilmesini talep ediyoruz. Ailesi, bütün Urfa ve Müslümanlar olarak biz böyle bir talep içerisindeyiz. İnşallah gerçekleşir. Bir an önce cenazenin teslimi noktasında da sorumlu kalmak gerekiyor. Çünkü gittikçe zaman uzuyor, üzüntüler artıyor, özellikle ailesi şu an perişan durumda. Geride bıraktığı dört tane yetimi var. Genç yaşta bir eşi var. Hakikatten onlar çok üzüntü ve keder içerisinde şehidin cenazesine ulaşmayı bekliyorlar. Şehidin cenazesine ulaşsınlar ve böylelikle onlar teselli bulsunlar. O yüzden yetkililerden bu noktada biraz da gayret edilmesi konusunda talepte bulunuyoruz.” diye konuştu.
“Onlara maddi yardım sağlayacak her türlü malları ve ürünleri kullanmamak gerekir”
Çapan sözlerini şu şekilde sürdürdü:
“Şehid Hasan Saklanan aynı zamanda bizlere bir mesajda vermiş oldu. Dünya’da işgalci rejimin yaptıklarına karşılık her birimizin yapabileceği bir şeylerinin olması gerektiğini ifade etti. Bugün belki birçoğumuz başta kendim olmak üzere gidip orada şehid olmayı göze alamayabiliriz. Şehid olma durumlarını bulamayabiliriz. Ama bugün bizlerinde kendi açımızda yapabileceği şeylerin olduğuna da inanıyoruz. Bunların başında da boykot etmek geliyor. Siyonist mallarını işgal rejimine destek olacak, onlara maddi yardım sağlayacak her türlü malları ve ürünleri kullanmamak gerekir. Sizler mazlumun yanında belki saf tutamayabilirsiniz. Belki Gazze’deki kardeşlerimizin yanında saf tutamayabiliriz. Ama hiç olmazsa yapacağımız boykotlarla siyonist mallarını almamakla zalime karşı durumumuzu netleştirebiliriz. Zalimlere destek olmaktan da imtina olmuş olabiliriz. Aksi durumda alacağımız ürünler boykot konusunda göstereceğimiz rahat davranışlar ve yapacağımız alışverişler bir yerde bizi zalimi ve işgalci siyonistleri destekleme pozisyonuna düşürecektir ki katillerle bizleri ortak kılacak. Allah korusun yarın mahşer meydanında mazlumların katili olarak bizleri haşredecek duruma da getirebilir. Böyle bir duruma düşmekten de Allah’a sığınıyoruz. “
“Kesinlikle neye mal olursa olsun siyonist işgal rejimine ait ürünleri kesinlikle almayalım”
Boykotun önemine değinen Çapan, “Değerli dostlarıma, kardeşlerimize ve bizi dinleyen ehli vicdan sahibi herkese çağrıda bulunuyorum; kesinlikle neye mal olursa olsun boykot edilmesi gereken siyonist işgal rejimi israile ait ürünleri kesinlikle almayalım. Evlerimize sokmayalım. Onlardan faydalanmayalım. Çünkü biz böyle devam ettiğimizi müddetçe zulmün, işgalin şiddeti daha da artıyor. Malumunuz şu anda Refah Sınır Kapısında Müslümanlar oraya sığınmışken Müslümanların orada başka gidecek yerleri de yoktu. Bir nebze yardıma kolay ulaşabilmek için bir maalesef bugün Müslümanların güvenle biraz da olsa güvenle durabildiği tek yer olan Refah Sınır Kapısına da işgal güçleri tarafından her taraftan bomba yağdırılıyor. Katliamlar gerçekleştiriliyor. Gün ve gün toplu mezarlık ortaya çıkarılıyor. Bu da hem yüreklerimizi yaralıyor hem de bir şeyler yapma sorumluluğunu üzerimize yüklüyor. Bu anlamda çok daha dikkat etmemiz lazım.” diyerek boykot çağrısında bulundu.
“Duruşumuzu bugün dünya insanlarıyla birlikte birleştirmemiz lazım”
Siyonistlerin göstermiş olduğu vahşet ve katliamın sadece Müslümanların meselesi olmadığını ifade eden Çapan, “Gazze'yi ve Refahı gündemde tutmamız lazım. Duruşumuzu bugün dünya insanlarıyla birlikte birleştirmemiz lazım. Şunu da bilmemiz lazım bu mesele soykırım meselesi. Siyonistlerin bu göstermiş olduğu vahşet ve katliam sadece Müslümanların meselesi değil bütün insanların meselesidir. Bugün Avrupa'da yapılan yürüyüşler, gösterişler ve tepkiler ile üniversitelerde gösterilen haklı tepkiler hakikaten hem bizi sevindiriyor hem de bu meselenin sadece Müslümanların meselesi olmadığını Müslümanlardan daha fazla vicdan sahibi insanların sahiplenmeye başladığını bizlere gösteriyor. Peygamberler şehri Şanlıurfa’dan bizlere yakışan o insaf sahibi, aklı selim sahibi, vicdan sahibi insanlarla gayretlerimizi, çalışmalarımızı ve çabalarımızı birleştirerek sesimizi daha çok gürleştirmek ve siyonistlerin katliamlarına engel olmak için bütün yolları denemektedir. Allah Ümmet-i Muhammed’e birlik ver beraberlik ihsan eylesin. Allah vicdan ve insaf sahibi insanlarla birlikte hareket etmeyi bizlere nasip eylesin. Siyonistleri Kahhar sıfatıyla kahreylesin inşallah. Allah Gazze ve Refah’taki kardeşlerimize galibiyet ihsan eylesin. Onları her türlü zalimlerin şerrinden muhafaza eylesin inşallah.” şeklinde konuştu.