Süresiz nafakanın mağduriyetlere sebep olduğuna ve artarak devam ettiğine işaret eden Hukukçu Hikmet Delebe, nafaka süresinin evlilik süresiyle sınırlandırılması gerektiğini belirtti.
Bir ay süren evlilikte dahi erkeğin süresiz nafakaya mahkûm edildiğini, ömür boyu devam edecek olan nafaka süresinin doğru olmadığını vurgulayan Delebe, bu konuya bir an önce çözüm getirilmesi gerektiğini ifade etti.
Süresiz nafaka ibaresinin kaldırılması gerektiğini belirten Delebe, ivedilikle yeni bir düzenlemeye gidilmesi ve yeni düzenlemede ise evlilik süresinin göz ardı edilmemesi gerektiğini söyledi.
“Nafaka tarafların sosyal ve ekonomik durumuna bağlıdır”
Avukat Hikmet Delebe
Delebe, “Nafaka boşanma hukukunun en temel sorunlarından bir tanesidir. Nafaka kaynağını Medeni kanundan almaktadır. Resmi nikahı olan kişiler için nafaka sadece geçerlidir. İmam nikahı ile evli olan insanlarda nafaka olgusu bulunmamaktadır. Ama evlilik birliği dışında doğmuş olsa bile yani resmi nikah ile evlenen bir çiftte çocuk doğmuş olsa bile nafakaya hak kazanır. Ama resmi nikah dışında fiilen evlenenlerde ve ayrılanlarda nafaka mümkün olmamaktadır. Resmi nikahlı olan taraflar mahkemelerde birbirlerine karşı dava açtıklarında boşanma ile nafakalarda talep etmektedirler. Nafaka tarafların sosyal ve ekonomik durumuna bağlıdır. Mahkeme her iki tarafında sosyal veya ekonomik durumunu inceledikten sonra nafaka talebi hakkında bir karar vermektedir. Örneğin geliri iyi olan bir taraftan geliri daha düşük olan bir tarafa daha fazla nafaka bağlanırken, gelir düzeyi birbirine yakın olan yahut da geliri düşük olan bir kişiden diğer tarafa bağlanacak olan nafaka nispeten daha düşük olacaktır. Nafaka hem boşanan çiftler için geçerli olmaktadır. Hem de müşterek çocukları için geçerli olmaktadır. Ama uygulamada yüzde 99 oranında kadın erkekten nafaka almaktadır. Zira çocukların velayeti büyük oranda anneye teslim edilmektedir. Böyle bir durumda anne hem kendisi hem de çocukları için nafaka talebinde bulunabilir.” diye konuştu.
“Tarafların sosyal ve ekonomik durumu değiştikten sonra nafakanın kesilmesi mümkündür”
Nafaka mağduru olan babaların da kurduğu platformlar olduğuna değinen Delebe, “Nafaka olgusu ile ilgili en önemli sıkıntılardan bir tanesi nafakanın süreli olmaması. Buna ilişkin sosyal medyada özellikle ciddi bir oluşum meydana getirilmiş vaziyette. Nafaka mağduru olan babaların da kurduğu platformlar vardır. Burada sık sık dile getirilen husus şudur; ‘nafaka belli bir süre ile sınırlandırılmalı. Bir kişi birkaç ay evli kaldıktan sonra dahi boşandığı eski eşine hayatının sonuna kadar nafaka vermek yükümlülüğü altından kurtarılmalıdır’ şeklinde bir yaklaşım sergilenmiştir. Şu anda Adalet Bakanlığı nezdinde nafakanın süreli hale getirilmesi noktasında bir çalışma yok. Ama şunu hemen ifade etmek gerekiyor; nafaka esasında hayat boyunca devam eden bir durum değildir. Tarafların sosyal ve ekonomik durumu değiştikten sonra mahkemeden talep edilmesi halinde nafakanın kesilmesi mümkündür. Örneğin; çalışmayan bir kadın erkek olan eşinden bir nafaka aldığında ileride bir işe girerse erkeğin açacağı dava ile nafaka kesilebilir. Diğer taraftan bir kadın boşandıktan sonra yeniden resmi nikahına evlenirse ya da başka birisiyle evliymiş gibi yaşadığı ispat edilirse erkek yine açtığı dava ile nafaka yükümlülüğünden kurtulabilir. Ama medeni kanunun koyduğu çerçeve şudur; ‘bir kadın evleninceye kadar ve düzenli bir işe girinceye kadar eski eşinden nafaka alır.’ Buda süresiz nafakadır ve tartışılan bir konudur.” şeklinde konuştu.
“Nafaka alan kişi evlenirse ya da düzenli bir gelire sahip olursa nafaka kesilecektir”
Nafaka süresinin evlilik süresiyle sınırlandırılabileceğini belirten Delebe, “Başta Almanya olmak üzere Avrupa'da şöyle bir yaklaşım artık dile getirilmektedir; ‘nafakanın evlilik süresi ile sınırlandırılması gibi bir tartışma ortaya atılmıştır.’ Örneğin bir evlilik 4 sene sürmüşse nafaka 4 yılda sınırlandırılmalı. 5 yıl sürmüşse 5 yılda sınırlandırılmalı. Çok daha az bir süre evlilik sürmüşse de bunun 3 yıl ile sınırlandırılması şeklinde bir tartışma yürütülmektedir. Fakat bu tartışmanın Türkiye'de zaman zaman yapıldığı görülmekle birlikte yasal anlamda bir çerçeveye oturtulmamıştır. Şu an mevzuata göre, mahkemelerin verdiği karara göre nafaka süresizdir. Şayet nafaka alan kişi evlenirse ya da düzenli bir gelire sahip olursa nafaka kesilecektir.” ifadelerini kullandı.
“Bütün yükü boşanan erkeğe yüklemek sosyal hukuk devleti ile bağdaşmayacaktır”
Boşanan kadınlara belli bir maaşın devlet tarafından bağlanılması gerektiğini ifade eden Delebe, son olarak şu ifadelere yer verdi:
“Nafaka yükümlüsü olan kişi bakımından da büyük sıkıntılar var. Kendi penceresinden baktığı zaman yani birkaç ay evli kaldığını ve bu evlilikten dolayı da hayatının sonuna kadar nafaka vermekle yükümlü olduğunu ifade etmektedirler. Fakat diğer taraftan da kadınların sosyal ve ekonomik durumu dikkate alındığında nafakanın belli bir süre ile sınırlandırılmasının da kadın haklarına aykırı olduğuna dair bir iddia ortaya atılmıştır. Ama aslında olan şudur; Türkiye Cumhuriyeti Devleti sosyal hukuk devletidir. Sosyal hukuk devleti olan bir ülkede boşanan kadınlara belli bir maaşın devlet tarafından bağlanılması son derece normaldir. Bu devletin de yükümlülüğü altında olan bir şeydir. Ama tutup da bütün yükü boşanan erkeğe yüklemek sosyal hukuk devleti ile bağdaşmayacaktır. Bu bakımdan benim kendi kanaatim şudur; boşanan çiftler bakımından erkeğin belli bir süre nafaka yükümlülüğü devam etmeli. Ondan sonra da devletin sosyal yardımları ile kadına belli bir parasal destek sunulmalıdır. Bu şekilde hem kadın mağdur olmaktan kurtulurken erkek de en azından hayatının sonuna kadar nafaka verme zorunda kalmayacaktır. Mantıklı olan çözüm de bu şekilde ortaya konulup tartışılabilir.”