Türkiye tarihinde kara bir leke olarak kabul edilen 12 Eylül 1980 askeri darbesinin acıları, 42 yıl sonra bile hala unutulmuş değil. Bu darbenin yarattığı travma, milyonlarca kişinin yaşamını etkiledi ve hala birçok kişi için hafızalarda canlılığını koruyor.
12 Eylül darbesi, yaklaşık olarak bir milyon 683 bin kişinin fişlendiği, 650 bin kişinin gözaltına alındığı, 230 bin kişinin yargılandığı ve 517 kişiye idam cezasının verildi. Bu darbe, Cumhuriyetin kuruluşundan itibaren halka dayatılan Batılı yaşam tarzını zorla kabul ettirme çabalarının bir sonucu olarak gerçekleşti.
Bu dönemde yaşanan zulüm ve baskılar, Türkiye'nin siyasi ve sosyal yapısını derinden etkiledi. Gözaltına alınanlar arasında öğretmenler, öğretim görevlileri, gazeteciler ve birçok sivil toplum aktivisti bulunuyordu. İşkence, faili meçhul cinayetler ve siyasi baskılar sıkça yaşandı.
12 Eylül darbesinin en karanlık yönlerinden biri, idam cezalarının verilmesi ve infaz edilmesiydi. Bu dönemde 517 kişiye idam cezası verildi ve bunlardan 50'si infaz edildi. Bu infazlardan en dikkat çekeni, 17 yaşındaki Erdal Eren'in yaşı büyütülerek idam edilmesiydi. Darbenin baş aktörü Kenan Evren, Erdal Eren'in idamı için "Asmayalım da besleyelim mi?" ifadesini kullanmıştı.
12 Eylül darbesinin ardından binlerce kişi vatandaşlıktan çıkarıldı, yüzbinlerce kişi işten çıkarıldı ve yargılandı. Bu dönemde Türkiye, cunta anayasasıyla yönetilmeye devam etti. Ancak 12 Eylül 2010'daki referandumla cunta anayasasının bazı maddeleri kaldırıldı.
Darbenin sorumluları, 2012 yılında dava açılarak yargılandı. Ancak Kenan Evren ve Tahsin Şahinkaya'nın yaşları nedeniyle cezaevine girmeden önce yaşamlarını yitirdi.